SPOR MEDYASI

Yazarlar Galatasaray için ne yazdı?

Galatasaray maçın son dakikasında Sabri'nin attığı golle 4-3'lük skora sahip oldu ve sahadan Bordeaux'u eleyerek ayrıldı. Yazarların yorumu...

Yazarlar Galatasaray için ne yazdı?

Rıdvan Dilmen: İlginç ama çok güzel (Milliyet)

Bir takım düşünün aynı maçta rakibini elemek için her şeyini veriyor, ama elenmek için de bir hayli uğraşıyor

Hayatımda izlediğim en ilginç maçlardan bir tanesiydi. Bir takım düşünün aynı maçta rakibini elemek için her şeyini veriyor, ama elenmek için de bir hayli uğraşıyor.

Bu nasıl cümle diyeceksiniz? Topa sahip olmada yüzde 60’a yüzde 40’lık bir ortalama ile oynuyorsunuz. 13 korner kullanıyorsunuz, rakibiniz bir tane. Daha ısınmadan stoperlerden biri topu ıskalıyor, 0-0’ın rövanşında geriye düşüyorsunuz (Bu gol aslında hayırlı oldu). Üzerine bir de Mehmet Topal sakatlanıyor, (Mehmet’ten özür dilerim. Acil şifalar ama onun çıkması da hayırlı oldu)yerine Kewell giriyor. Al sana ligin ilk yarısında yüksek form yakalayan, rakiplerini açık farkla dize getiren Galatasaray’ın 4-2-3-1 kadrosu.

Yani Kewell, Arda, Lincoln ve Baros bir arada. Taraftarı da arkasına alan Galatasaray ilk yarının son bölümüne iki gol birden sığdırıyor.
İkinci yarıda da temposu devam etti Galatasaray’ın. Bir iki tane akıl almaz goller kaçırdı. Sonunda bir gol daha buldu. Daha sonra araya atılan bir top, derken Sanctis’in hediyesi skor 3-3. O kadar kazanmak için uğraşırken, kaybetmek için yapılan feci hatalar. Devamında oyunu yine rakip yarı sahaya yıktılar. Ve 13. kornerden sonra dönen topa Sabri öyle vurdu ki, tur geldi. Allah’tan zaman da yoktu. Galatasaray çok iyi oynarken turu bile kaybedebilirdi.

Bu maçta Galatasaraylı oyuncular zaten coşkulu olacaklardı. Bülent Korkmaz’ın da bu coşkuya takviyesi olmuştur. Ancak skor 3-1’e gelince oyuncuların coşkusuna, tribünün coşkusuna Bülent hoca da ortak oldu. O arada bir orta saha oyuncusu sokup, hücumdan birini çıkararak maçı tutabilirdi. Solda Hakan Balta’nın kanadından çok geliyorlardı, önlem almalıydı. Kusura bakma Bülent hoca, sana hemen eleştiri yapmak da istemiyorum. Çünkü başarılı olacağına inanıyorum.

Sabri, yeteneklisin, takımını da çok seviyorsun. Ve tarihi bir gol attın. Hatta öncesinde mutlak bir gol pozisyonunu da önledin. Saha dışında seni tanıdım, çok efendisin. Aman sahada işgüzarlıklar yapma.

Arda mı? Son 25 yılın efsaneleri arasına seçildiğinde “Daha dur bakalım” dedik, dediler. Şimdi özür diliyorum. Dün öyle bir top oynadın ki, 25 yılın efsanesi olmayı çoktan hak ettin.

Sergen Yalçın'ın yazısı bir sonraki sayfada..[page_end]

Sergen Yalçın: Arda'yı ayakta alkışlayın (Vatan)

G.SARAY Türkiye’de aldığı kötü sonuçlar nedeniyle teknik direktörünü değiştirmek zorundan kaldıktan sadece 3 gün sonra çok hayati bir maça çıktı.. Üstelik de 11. saniyede gelen golle maça 1-0 mağlup başladı.. Açıkçası o golden sonra G.Saray için çok korktum.. Çünkü Gourcuff’u İstanbul’a bile getirmeyen Bordeaux zaten defansif ve öncelikle rakibini durdurup maçı 0-0’a bağlayacak bir kontratak 11’iyle sahaya çıkmıştı.. Erken gol, Fransızlar’ın ekmeğine tam anlamıyla yağ sürdü.. Buradan oyunun direksiyonunu ele geçirmek hiç de kolay değildi..

NİTEKİM Arda’nın 42. dakikada attığı gole kadar G.Saray doğru dürüst top yapamadı.. Bordeaux orta alanı ele geçirdiği gibi, G.Saray forvetlerine de hiç boş alan bırakmadı.. Tam oyun sıkışırken Arda’nın golü imdada yetişti.. Bu golde topun çizgide duran Fransız oyuncunun ayağının altından geçmesi kaderin bir cilvesiydi.. Kewell da 2. golde nefis vurdu ama biraz da rüzgârın etkisiyle top çatala, kalecinin çıkaramayacağı yere gitti..

LINCOLN GÜÇSÜZ

2-1’DEN sonra oyunun kontrolü G.Saray’a geçti.. Hele 56. dakikada iki orta saha oyuncusu Traore-Wendel çıkıp iki forvet Cavenaghi-Jussie girince G.Saray’ın yetenekli ayaklarına bol bol boş alan kaldı.. Arda ve Kewell da bu alanları iyi kullandı, 3. gol geldi.. Lincoln’ün ismini bu ikilinin arasına özellikle yazmıyorum, çünkü kendisini çok dağınık ve yetersiz gördüm.. Kaç kere Bordeaux defansıyla teke tek kaldı, her seferinde arkasından biri çekiyor gibiydi.. Bu görüntünün açıklaması tektir: Demek ki doğru dürüst idman yapmıyor, bu yüzden kuvvetsiz.. Dolayısıyla G.Saray, rakibin arkasını boş bıraktığı pozisyonları 3-1’den sonra gerektiği kadar değerlendiremedi.. Her ataktan boş döndükçe Arda-Kewell-Baros üçlüsü de Lincoln gibi yoruldu..

İŞTE bu dakikalarda maçın başında sakatlanan Mehmet Topal’ın eksikliği ortaya çıktı.. Belki Bülent Korkmaz’ın da 3-1’i bulduktan sonra bir forvet çıkarıp orta sahayı kuvvetlendirmesi de bir seçenek olabilirdi.. O şaşkınlıkta 2 dakika içinde, hiç olmayacak 2 pozisyonda durumu 3-3’e getirdi Bordeaux.. G.Saray’ın yediği 3 gole bakın, bu defansın Servet’siz ne kadar biçare hale düştüğünü daha rahat anlarsınız.. İlk golde Meira’nın topu ayağının altından kaçırması skandal.. De Sanctis’in kalesini bırakması da aynı derecede anlamsız.. İtalyan kaleci 3. golde de kendi kendine golü yedi.. G.Saray, defans hatalarını telafi edecek fırsatı buldu Allah’tan.. Sabri’nin golü Avrupa’da büyük başarılar kazanmış Bülent Korkmaz’ı ilk sınavında UEFA Kupası 4. turuna taşıdı.. Bülent’i ve G.Saray’ı gönülden tebrik ediyorum..

SKIBBE İYİ Kİ GİTTİ

GELELİM bundan sonra G.Saray’ın yapması gerekenlere.. Servet 2 ay olmadığına göre defansın şu ‘canlı bomba’ halini gidermek gerekiyor öncelikle.. Bunun da tek şartı orta alandaki bloğun iyice sağlamlaştırılmasıyla olur.. Lincoln böyle yatmaya devam eder, Kewell temposunu yükseltmez, Baros düzelmezse, Arda tek başına bütün hücum yükünü daha ne kadar sırtlayabilir, bilmiyorum.. Çocuk 2 gol attı, 3 kişilik koştu, neredeyse bu bile yeterli olmuyordu.

SKIBBE zamanında takımın yarısı doğru dürüst idman yapmamış, bu artık net biçimde gözüküyor.. Bülent Korkmaz, sezonun ortasında bu kondisyon eksiğini nasıl kapayacak bakalım? Ama şurası kesin, Skibbe kalsaydı G.Saray bence 4. tura bile çıkamazdı..

Levent Tüzemen'in yazısı bir sonraki sayfada..[page_end]

Levent Tüzemen (Sabah): Yürekleriyle Zafere

Bülent Korkmaz ayağının tozuyla 2000 ruhunu da G.Saray'a getirdi. Bülent Hoca futbolculuğundaki agresifliğini, inatçılığını, savaşçılığını hemen G.Saray'a aşılamış. G.Saraylı futbolcular sayısız Avrupa başarıları yaşanmış Ali Sami Yen'de yine bir destan yazarken Ali Sami Yen'de seyirciler, TV başındaki izleyiciler kelimenin tam anlamıyla kalp krizi geçirdi. 11'inci saniyede Meira'nın hatasından gelen golün ardından G.Saraylı futbolcular yüreklerini ortaya koyarak oynamaya başladı.

İkinci yarı G.Saray topun arkasında daha çok kalıyor, ayağa isabetli pas yapıyor, Arda ve Kewell ikilisiyle Lincoln'un önderliğinde kanatları mükemmel kullanıyordu. Bülent Korkmaz maçı kenardan adeta yaşıyarak yönetiyordu. Sürekli oyuncularını uyarıyordu. Skibbe bunların hiçbirini yapamamıştı. Hatta, Alman hocanın G.Saray'da yarattığı fiziksel tahribatın bedeli az daha ağır ödeniyordu.

Özellikle De Sanctis'in üçüncü golde topu tutmaya kalkışıp yumruklamaması büyük hataydı. İskoç hakem kararlarıyla Bordeaux'un yanındaydı. G.Saray elenseydi yazık olurdu. Oynanan kişilikli futbolun karşılığı turdu. Futbol adaleti yerini buldu; Sabri attığı golle G.Saray'a turu getirdi.

Turgay Şeren'in yorumu bir sonraki sayfada[page_end]

Turgay Şeren (Akşam): Aslanları Yürekten Kutlayın

Galatasaray dün akşam futbolda kolay kazanılmayacak bir başarının sahibi oldu. Hatırlayın, daha üç gün önce puan cetvelinin sonunda olan Kocaelispor, Galatasaray'a kök söktürmüştü. O maçta Galatasaray defansı büyük hatalar yapmıştı. İşte aynı defans dün akşam da büyük kere büyük hatalar yaptı. Eğer Bülent'in hırsı, azmi ve şansı Ali Sami Yen'de olmasaydı, Galatasaray bu maçı kazanamazdı.

Oyun başladı Galatasaray 1-0 mağlup. Bu bir takım için ne kadar moral bozucu bir olaydır bilir misiniz? İşte Galatasaray dün akşam bütün bu moral bozucu, şans kırıcı faktörlerin üstesinden gelmesini bildi. Onları yürekten kutlamak lazım.

Bu inanılacak bir şey değil.

Ama dün akşam hepimiz bu olaya şahit olduk ve yaşadık. Şimdi Galatasaray'ın önünde çok önemli bir rakip var; Hamburg... 12 Mart'ta Almanya'da bu takımla son sekize kalma mücadelesi vereceğiz. Dün akşam gözüken yanlışımız şuydu; 1) Fizik gücümüz rakiple mücadele edecek kadar değildi.

2) Bordeauxlu futbolcuların nasıl ayağa tek pas verdiklerini gördük.

İşte futbol bu. Ama biz daha bunu başaramıyoruz. İskoç hakem süperdi.

Hiç kimsenin itiraz etmesine imkan vermedi. Bizim hakemler de böyle hakemlerden biraz ders alsalar ya.

Osman Tanburacı'nın yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Bordeaux'ya Hüsran Bize UEFA Yolları

İlk yarı iki şok gol var. Başlarken ve biterken...

Arada bir de Arda'nın golü var ki yediğimize nazire!...

Ben böyle maç görmedim, umarım kimse de görmemiştir.

Daha dakika dolmadan, 30'de Meira ıska geçti... Bir futbolcu talkımına bunu yapamaz! Maç başlıyor 1-0'a tur atlıyorsunuz ama daha dakika dolmadan neredeyse kendi kalenize atıyorsunuz. De Sanctis de açılmasa belki gol olmayacak!

İnanmak mümkün değil.

İçimizdeki İrlandalılar hariç, Türkiye bu golle buz gibi havada bir de soğuk duş yaptı!

Yazık!... Bülent Kaptan'a da bu yapılmaz!

Koca Kaptan ilk maçına çıkıyor daha ilk saniyelerde ihanete uğruyor, oynarken böyle kelek görmedi, hoca oldu beyninden vurulmuşa döndü! Ama yıkılmadı, takımını devamlı alkışladı, moral verdi, takımı kenardan adeta gole itti.

Dakika 45, durum 1-1; Kewell muhteşem ötesi vurdu... Hem de 30 metre var. Çaprazdan...

Top doksana sıkışmadıysa top yağlıdır mutlaka...

Breh, breh, breh... Ne gol ama...

Bravo Kewell ama bir kaleciye de bu yapılmaz!

Ye cezayı UEFA'dan da aklın başına gelsin. Centilmenliğe aykırı davranıştan ister misiniz Kewell'a üç maç ceza versinler!

Böyle gol mü atılır be birader. Vallahi Kewell topu ta köşeye Edisonladı!

Sabri'nin füzesi Bordeaux dörtlendi, takım Hamburg biletini kaptı.

Galatasaray ve Kaptan Bülent yine UEFA yolunda...

Teşekkürler çocuklar...

Sana da teşekkürler Skibbe...

Bordeaux'dan 0-0'la döndüğün için.

Ebru Kılıçoğlu'nun yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Ebru Kılıçoğlu (Sabah): Korkmaz Sönmez

Tam da 11. saniyede, Meira gelen uzun pası karşılayacağım derken kayınca, Bellion topu alıp beklemeden golü attığında, 'oluru yok bu işin' ifadesi yapışıyor herkesin suratına. Bu olumsuz düşünceyi futbol da onaylıyor. Sanki daha bir kalabalık Bordeaux... Son derece de hızlılar. Bir anda kalabalıklaşıyor, defansta açık vermiyorlar.

Kader, 19'da Topal'ın omzunun çıkması ve yerine Kewell'ın girmesiyle dönüyor. Defans kötü sinyaller verse de, Bordeaux kalesini 'sıkıştırma' şansı doğuyor ev sahibine. Öyle çok yoğun ve tehlikeli değil. Hatta 'Gol nasıl olur acaba?' sorusu beliriyor kafalarda... Derken 42'de Barış'ın içeri yolladığı topu Meira düzeltip Arda'nın önüne bırakınca, Arda 'İşte böyle olur' diyerek imzalıyor golü...

Kaderin cilvesi bu ya, 90'da bir önceki maçın günah keçisi Sabri'nin ayağından doğuyor güneş tekrar. Galatasaray, daha önce iki kere turu verdiği Bordeaux'dan UEFA biletini söke söke alıyor. Turu verseydi eğer, 'Skibbe'den sonra bu kadar' olacaktı ama başarı (şimdilik!) Bülent Korkmaz'ın oluyor!

Cüneyt Tanman'ın yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Cüneyt Tanman (Takvim): İnanılmaz Gece

Ali Sami Yen'de inanılmaz bir futbol gecesi yaşandı... İki takımın da arka arkaya sevinçler, şanssızlıklar, hüzünler yaşadığı bir 90 dakika izledik. Maç önce Bordeaux'ya gitti, daha sonra Galatasaray'a geldi... Bir daha Bordoeaux'ya gitti... 90'da gülen taraf Galatasaray oldu. 3-1'de 'iş bitti' demek Galatasaray'a pahalıya mal oluyordu.

Bülent Korkmaz maça doğru bir 11'le başladı. Mehmet Topal'ın sakatlığında Kewell'ın değişikliği doğruydu. Ancak, 3-1'den sonra oyunu garantiye almak için bir müdahale yapabilirdi. Yapmadı... Bu belki de Galatasaray'a turu kaybettiriyordu. Neyse ki Bülent'in gelmesiyle cezadan kurtulan Sabri, Galatasaray'ı kurtardı.

Arda müthiş oynadı. Ne büyük bir yıldız olduğunu sadece attığı gollerle değil, her topu ayağına aldığında, Bordeaux'yu zor duruma düşürerek gösterdi. Galatasaray'ın attığı 3. golde Lincoln'le pas alışverişi izlenmeye değerdi.

Gecenin iyilerinden bir diğeri şüphesiz kaptan Ayhan'dı. Kewell belki tam formunun zirvesinde değil ama attığı gol, uzun seneler unutulacak gibi değil.

Baros çok çalıştı. Lincoln çok güçlü değil ama zaman zaman çok şık işler yaptı. Ve Sabri belki çok iyi oynamadı ama turu mucizevi şekilde getiren isim oldu.

Mehmet Demirkol'un yorumu bir sonraki sayfada..[page_end]

Mehmet Demirkol (Milliyet) Harika Goller

Bu her şeyin çok daha iyi olması için harika bir başlangıç

Bülent Korkmaz maçın başından sonuna kadar hep aynı uyarılarla takımına direktif verdi. Sahanın kenarında durup hep topun olduğu kanada yığılmalarını söyledi oyuncularına. Birbirlerine yakın olmalarını, kopmamalarını. Hakan çizgide boş bekleyen Bellion’un yanına mı gelmekte! Çıktı ‘Hayır’ dedi ‘Bırak onu ortaya doğru git’... Topun olduğu yerde çoğalmalarını, önde basmalarını ve tek toplarla çıkmalarını istedi. Ve özellikle de ikinci yarının 15. dakikasına kadar bunu büyük bir başarıyla yaptılar.
Böylece 37’de Chamakh’ın kafa vuruşuna ve ondan sonra 74’de Faslı’nın attığı gole kadar da pozisyon vermemeyi başardılar. 

Savunmada sorun var
Henüz 11. saniyede, henüz Meira uyanmamışken, Bellion’u kaçırışlarıyla gelen golün oyunun bu bölümündeki genel seyriyle bir alakası yok. Portekizlinin bu yıl hep dalıp gitmelerinden biri dahaydı sadece. Ve Servetsiz bunların çok daha fazla olması mümkündü. Burada hem bu golün bu kadar erken gelip, Bordeaux’nun otomatikman geri yaslanışına, hem de Blanc’ın Chamakh’ı santrfor arkası olarak kullanışına teşekkür etmek lazımdı. Çünkü Galatasaray 3-1’i bulduktan sonra ortaya çıktı ki, yüklendiklerinde Servetsiz savunmanın kalabalıkları karşılamada ciddi sorunları var.
3-1’i bulup çok yorulmuşken (60’ıncı dakikada hemen herkesin nefessizlikten kafaların geriye devrilişini anlayabilmek mümkün değil tabii) geri yaslanıp, Servet’le dinlenebilselerdi, oyunu çok rahat koparmak farkı açmak mümkündü. Ama Bordeaux neredeyse her gelişinde golü bulup oyunu devralmayı bildi.
60 dakikalık çok iyi oyunun, Kewell’ın harika sayısının, Arda’nın akıllı gollerinin böyle heder oluyordu. Servetsiz savunmanın dökülmesi ve aşırı, ama çok aşırı yorgunluk nedeniyle. Bir başka harika gol sınırdaki adamdan geldi. Sabri’den.
Bu her şeyin çok daha iyi olması için harika bir başlangıç...

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER