SPOR MEDYASI

Yazarlar maçtan çok hakemi yazdı!

İnönü'deki derbiye Tolga Özkalfa damgasını vurdu. Yazarlar iki takımı değerlendirirken en çok hakemi eleştirdiler

Yazarlar maçtan çok hakemi yazdı!

Şampiyonluk yarışından kopmayacağını Beşiktaş'ı deplasmanda 2-1 yenerek gösteren Trabzonspor yazarların takdirini kazandı, ama aynı şeyi hakem Tolga Özkalfa için söylemek mümkün değil.

Süper Lig'in 24. haftasında karşılaşan Trabzonspor ve Beşiktaş'ın maçına hakem Tolga Özkalfa damgasını vurdu. Spor yazarları iki takımı değerlendirirken en çok hakemi eleştirdiler.

Her halde televizyon televizyon gezen Trabzonspor başkanının konuşmaktan başka işlerinin de ortaya çıktığını görmüştür. Trabzonspor şampiyon olur veya olmaz önemli, değil ama Sadri Şener'in MHK Başkanı Oğuz Sarvan'ın nerede olduğunu ve hakemleri nasıl eğittiğini bir an önce ögrenmesi gerekir.

Neyse ki adalet yerini buldu ve maçı hakeden taraf yani Trabzonspor kazandı..

Bence bu galibiyet şampiyonluğun da ilanı anlamına gelmektedir..

Serkan'ın oyundan atılmasından sonra Brozek sağa geçti. Umut orta sahanın soluna çekilerek Jaja öne itildi. İkinci yarıda Trabzonspor'da öncelikle oyuncularının saha içi yardımlaşmalarını takdir etmek gerek. Özellikle Umut iki kez savunmaya gelerek mükemmel kademe yaptı. Yenilen golde ise Giray'ın hatası vardı. Bu gole Ceyhun ile karşılık veren Trabzonspor, Sivok'un atılmasıyla rakibi de 10 kişi kalınca, rahat oynamaya başladı ve Burak'ın ısrarcı takipçiliği sonrası attığı golle galibiyeti yakaladı. Bu skor, Trabzonspor'un ligde yeniden doğuşunun tabeladaki tezahürüdür.

Jaja'nın da sıkıştığı alandan çıkamayışı hareketi kör kılıyordu. Diyeceğim o ki beşi oynuyor, beşi yük oluyordu. Onur'un hatasız futbolu denge oluşturuyordu. Serkan'ın atılması işi daha da zorlaştırdı. Sayısal eksiklik taktik değişikliği getirdi. 4-2- 3-1'den 1-8-1'e döndü Trabzonspor. Tüm oyun yapısı değişti bir anda. Atağı organize ederek, oynama niyetinden direkt hücum eden Trabzonspor çıktı sahneye. O bölümün yıldızı Burak'tı. Üç boş koşu yaptı arkaya, birinde rakip stopere attırdı, birinde hakeme takıldı. Genelde taktiğe, tekniğe dayandırırım sonucu. Hakem yazmayı sevmem fakat bu karar hakikaten ayıp oldu. Burak'ın arkaya kaçtığı anda kırmızı kart penaltı olacak yerde, devam dedi. Böyle kararlar neticeyi belirleyecekse, yazık doğrusu. Neyse ki futbolun adaleti girdi devreye. Hak edene karşılığını verdi.

Trabzonspor şampiyonluk yolunda fevkalade büyük bir engeli daha rakip sahada üç puan alarak aştı.

İki takımın da futbol adına her şeyi ortaya koyduğu bir maç izledik. Mücadele, taktik, teknik, psikolojik savaş dahil her türlü tekniğin denendiği bu maçı Trabzonspor son anlarda attığı golle kazanmasını bildi. Bu maçta kaçan pozisyonlar da maçın kalitesine kalite katmıştır.

Mağlup durumda olmasına rağmen ayrıca bir oyuncusu da eksikken Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş'in yaptığı yerinde değişiklikler ve oyun içi planlamasına koyduğu müdahaleler "cukkk" diye oturmuş ve bu maçta gerçek sanatını göstermiştir. Şenol'u samimiyetle kutluyorum.

[page_end]

FIFA hakemi olduktan sonra ilk ciddi maçını yöneten Tolga Özkalfa, her zamanki gibiydi.

Sporcu sağlığını koruyamayan bir yönetim tarzı gösterdi. 23. dakikada Giray Kaçar, İsmail Köybaşı'na topu almak için müdahale etti. Tabanı, Köybaşı'nın karnına gelmesine rağmen pozisyonu avantaj gerekçesiyle devam ettirdi. Böylesine pozisyonlarda avantaj olmaz ve Giray'a sarı kart göstermeyi unuttu. Serkan'nın iki sarı kartı da doğruydu. 57. dakikada Giray-Bobo mücadelesinde top, Giray'ın eline çarptı. Devam kararı yerindeydi. 58. dakikada 1 No'lu Yardımcı Hakem Ekrem Kan, Simao'nun attığı golü ofsayt gerekçesiyle iptal etti. Yardımcı hakemler için zor bir pozisyondu. Ancak ofsayt yoktu. Sivok'un ilk sarı kartı gösterilmemeliydi. Çünkü Sivok, faulden sonra topu çok kısa bir yere vurdu. Vakit geçirmek diye bir düşünce ya da yorum gerektirmezdi. 73. dakikada Rüştü ile Burak arasındaki ceza alanındaki mücadele de net bir penaltıydı. Rüştü'nün kırmızı kartla oyun dışı kalması gerekiyordu. 84'te Trabzonspor ceza alanına ortalanan topta Simao, meşin yuvarlağı elle kontrol etti. Pozisyonda 'elle oynama' düdüğü çalınıyor. Simao'ya ikinci sarı kart gösterilemiyor! Sonuç olarak önceki günkü G.Saray-Karabükspor maçı ile dünkü Beşiktaş-Trabzonspor karşılaşması hakem hatalarıyla anılacak. Umarız, bugünkü G.Birliği-F.Bahçe müsabakasına hakem damgasını vurmaz.

Eğer bir maçta sonucu etkileyen 3 hata yaparsanız yönetiminize skandal tanımlaması yapılır.

Gerek Serkan'a gerekse Sivok'a gösterdiği kartlar doğru. Ama Beşiktaş'ın ofsayt diye iptal edilen golünde karar yanlış. Ayrıca Giray'ın Bobo'ya yaptığı bir hareket var ki çok net penaltı. Ve oyunun sonlarına doğru Rüştü'nün Burak Yılmaz'a yaptığı açık penaltı ve beraberinde gelmesi gereken kırmızı kartı görmeyerek yönetimine tüy dikti.

0'a 10 giden oyunda şimdi artık maçın başındaki kazançlı durum Selçuk-Ceyhun ikilisiyle Trabzonspor cephesine geçmişti. Ve bir uzun topta Umut'un indirdiği topu kolay golleri kaçıran ama zorları gol yapan Burak'la Trabzonspor lehine sonuçlanıyordu. Tabii bu maçın yanlışlar dizisi uzun bir süre gündemi işgal etmelidir ki, bu teknik direktörlük işi de bir doğru yolu bulabilsin.

Sonuçta önemli bir soru sorarak yazıyı kapatmak istiyorum.

Sevgili Şenol Hocam; şu ikinci yarıda hatta ilk yarıdaki Manisa maçı da içinde olan kayıpları Selçuk-Ceyhun ikilisini kullanarak oynasaydın, şimdi takımın acaba kaç puandaydı?

Schuster'e de kısa bir soru: Sen hem orta alan, hem de oyuncu sayısı ile rakibine üstünlük sağlamışken neden çakma bir orta saha kullanırsın ki?

Burak Yılmaz, ABD'li bir sporcu olsa muhtemelen şu ana kadar birkaç filmi çekilmiş, bir figür haline gelmişti. Nefret edenlerinin ve sevenlerinin kocaman dernekler kurduğu bir isime dönüşmüştü. Hatta ismiyle, kelimeler, sıfatlar deyimler üretilmiş olurdu muhtemelen. Yani sadece isim değil, kavram da, fiil de olurdu.

Dünkü maça karakterini veren en önemli adam da yine o. Geçen sene eski takımını transfer olduğu sene içinde şampiyonluktan eden golü atan Burak bu kez daha karmaşık bir olaylar zincirinin başrol oyuncusu oldu.

[page_end]

BU maç bize şunu gösterdi: Tolga Özkalfa bu seviyede kesinlikle maç yönetmemeli. Böyle bir maça MHK neden ve nasıl Özkalfa'yı verir anlamak zor. İlk 30 dakikadaki inanılmaz sertliklere, kartlık faullere devam kararı vermesi kontrolü kaybetmesini sağladı. Giray'ın İsmail'e tabanla uçan tekmesi direkt kırmızı kart olmalıydı. Ardından da baktı maç iyice sertleşiyor, kartları arka arkaya göstermeye başladı. Kartlar doğruydu, ancak ilk 30 dakikada göstermedikleri maçı çığırından çıkardı. Simao'nun verilmeyen golü ile Burak'ın pozisyonunda bariz gol şansı ile verilmeyen penaltı ve kırmızı kart sonuca tesir eden can alıcı hatalardı.

Özkalfa'nın ilk kırmızı kartından sonra Schuster, Fernandes'i dışarı alıp Nobre'yi hücum hattına sokarken, orta alanın merkezinde Necip'i tek bıraktı. Buna karşılık Şenol Güneş, Piotr'u sol kanattan sağ beke taşıyabildi. Oyuncusunun her iki kanatta her iki rolü de üstlenebilmesi onun şansıydı. Verimsiz Jaja'yı dışarı alıp Selçuk-Colman ikilisini Ceyhun'la güçlendirirken takımın ofans defans dönüşümünü buradan doğru biçimde kurguladı.

Şenol Güneş, bu maçta bir kritik karar daha verdi. Hakem aldatmadan sarı kart gören, tribünlerle arasında hır çıkan Burak'ı beklenenin aksine oyunda tuttu. Onun öfkesinden, enerjisinden, kazanma hırsından ve zekasından yararlanmayı tercih etti. Bir kumar oynadı ve kazandı!

Oynadıkları oyuna zirvede tutunma ve dayanma isteklerine saygı duyarak Trabzonspor'u kutluyoruz..

Schuster ve ekibine fazla sözümüz yok. Artık bildikleri gibi oynasınlar.

Hakemin kararları mı ?

Susma hakkımı kullanıyorum!

Trabzon on kişi kalınca Beşiktaş kontrolü ele alıp yüklendi. Üst üste yakalanan pozisyonlardan sonra Bobo'nun golü geldi ve Trabzon moralman çöktü. Eğer hemen ardından Ceyhun beraberliği sağlamasa Trabzon'un maçı çevirmesi imkansız olurdu.

Atılan ve yenilen golün hemen ardında hem fırsat, hem de büyük riskler gizlidir. Trabzon ikinciyi yeme pahasına fırsatın peşine düştü ve golünü attı.

Sonra Serkan'a nazire yaparcasına Sivok sahne aldı ve oyuncu sayıları tekrar eşitlendi. Artık ibre Trabzon'a dönmüştü.

Beşiktaş'ta topu alan kontrolsüzce kaleye giderken Trabzon'a tehlikeli kontrataklar yapmaya başladı.

Bunlardan birinde Burak, Rüştü'yle karşı karşıya kaldı ve topu kurtarmasına rağmen kendini kurtaramadı.

Beyaz noktayı göstermesi gereken Özkalfa es geçti. Simao'nun golünde ofsayt kaldıran yardımcısı gibi büyük bir hata yaptı.

Tam maç böyle bitecek derken Trabzon yine bir kontratakta Burak'la öne geçip şampiyonluk yolunda çok önemli bir virajı dönmüş oldu.

Rıdvan Dilmen (Sabah): 10 kişiyle bile ortaktı[page_end]

Rıdvan Dilmen (Sabah): 10 kişiyle bile ortaktı

Trabzonspor ikinci yarının ilk dakikalarında 11'e 11 oynar gibi devam ederken Colman yorulunca 10 kişi kalmış olmanın da etkisiyle orta sahada pas yapamaz hale geldiler.

Beşiktaş'ın baskısı ve etkinliği vardı. Bu baskının sonunda siyah-beyazlılar Hilbert'in ön direğe ortasına Bobo'nun golüyle öne de geçti.

Trabzon tam risk alacakken hemen golün akabinde duran toptan Ceyhun golü yaptı. Ardından da Sivok da atılınca ortada maç oldu. 65'ten sonra goller de var, tartışmalar da... Tolga Özkalfa son yarım saatte dağıldı. Burak'ın pozisyonu Rüştü'ye kırmızı ve penaltı. O dakikalarda iki takım oyuncuları itiraz ettiği için inisiyatifini kaybetmişti. Oyunun sonuna kadar mücadelesini sürdüren Trabzonspor, bence geçen haftaki Kayserispor maçının aksine dün iyi oynadı, 10 kişi kaldıkları bölümde bile maça ortaklardı. Karşılaşmanın en etkili oyuncusu Burak ile de finali yapıp hak ettikleri üç puanı almayı başardılar. Genç futbolcunun atttığı gol akıl doluydu.

Alper Tunga Albayrak (Yeni Şafak): O gol

Maçın kırılma anı, kesinlikle Ceyhun'un golü. Hem on kişiyken, hem de geri düşmüşken, yani maçın bittiği zannedilirken, o golü bulmak ilaç oldu Trabzonspor'a. O gol olmasa, bu maçın skorunun çok daha farklı olacağını tahmin etmek zor değil.

Trabzon, çok keskin bir virajı döndü ama Beşiktaş'ın da buna katkısı büyüktü. Bu durumdaki Beşiktaş'tan daha iyi şeyler beklemek de zor. Trabzon için en önemli nokta; saha içindeki detayları, olumlu kullanabilmek. Artık geri sayım başlamışken, şampiyonluk yolunda kaderlerini belirleyecek en önemli etken bu.

Ali Ece (Akşam): Keşke Nobre yerine Mami girseydi

'Babadan Beşiktaşlı' Burak, Holosko + üstüne 'dünyanın parası' takasında harcanmasaydı, Nobre kod adlı 'Elm Sokağı'nda Kabus'un futbol versiyonunu izlemek zorunda kalır mıydı Beşiktaşlı?

Ama hep savunmaya çalıştığım sayın Schuster, şapkadan tavşan diye Nobre çıkardı: Hem Fernandes'in alınmasını istiyorsunuz, hem de 8 milyon euroluk adamı çıkarıp Nobre'yi oyuna alıyorsunuz! Kusura bakmayın ama Fernandes'in yerine Nobre'yi, Dalglish hatta babam bile oyuna soksa onları bile sorgularım sayın Schuster!

Hele kendi jenerasyonunun en iyi orta sahası Selçuk, Guti'yi bu kadar etkisiz hale getirmişken bu değişikliği yapıyorsanız, ben sizi ne kadar savunmaya çalışsam boş sayın Schuster! Çünkü o değişiklikten sonra maçın sadece 2. yarısını izleyen birçok kişi Trabzon'u 11'e 11 oynadı zanneder!

Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Bu ne biçim Kartal[page_end]

Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Bu ne biçim Kartal

Trabzonspor'a bin kere, milyon kere helal olsun. Adamlar belli bir süre 10 kişi kaldılar, ancak mücadeleyi elden hiç bırakmadılar. İnançlarını hiç yitirmediler. Boğuştular, savaştılar. Maçın hiçbir dakikasında pes etmediler. Bileklerinin hakkıyla galip geldiler. 3 puan analarının ak sütü gibi helal.

Selçuk ve Burak'ı baş köşeye alıyorum. Selçuk orta alanı tek başına yönetti. Beşiktaş ataklarını kestiği gibi takımının hücum girişimlerinde de başrol oynadı. Burak, Beşiktaş defansını hallaç pamuğu gibi attı. O Beşiktaş'taki, Fenerbahçe'deki Burak gitmiş, yerine bambaşka biri gelmiş. Bu aşamada muhakkak ki, Şenol Güneş'in payı kuşkusuz çok büyük.

Trabzonspor, en zor maçından yüz akıyla ayrıldı. Bundan sonra yolu daha açık, daha berrak.

Güven Taner (Star): Özetsiz yeni bölüm

İlk yarı sonunda Serkan'ın ikinci sarıdan oyun dışı kalması, Trabzonspor'un açığı kapama özeni ile maça asılmasına, Beşiktaş'ın da bir süre fazla olmanın gevşekliğini yaşamasına neden oldu. Beşiktaş sazı giderek ele aldı. Hakem Özkalfa Giray'ın Bobo'ya tekmesine penaltı çalmadı! Az sonra yardımcısı Kan, Simao'nun temiz golüne ofsayt dedi! Hakemler sanki maçta denge kurmaya soyunmuştu! Ama o işi Beşiktaş kendisi yaptı. Yine bir yan top golü yedi. Hemen ardından Sivok aptalca ikinci sarı kartı görerek iyice yorulmuş takımını 10 kişi bıraktı! Son yirmi dakika iki yorgun savaşçının Rus ruleti oynarcasına yaptığı risk oyunuyla geçti. Bu dönemde maçı daha çok isteyerek yüklenen Beşiktaş değil, savunmayı unutmadan paniksiz kontratak kovalayan Trabzonspor güldü. Demek ki önce savunma sağlam olacak!

Ömer Güvenç (Akşam): Altın üç puan[page_end]

Ömer Güvenç (Akşam): Altın üç puan

Beşiktaş on kişi kaldıktan sonra Trabzonspor yine maçın başındaki düşüncesine yani kazanmak için oynamaya başladı. Bu sefer her iki kalede pozisyonlar vardı. En önemli pozisyon kaleci Rüştü ile karşı karşıya kalan Burak arasında yaşanan pozisyon. Burak, Rüştü'den topu çaldıktan sonra koşup gol atmayı düşüneceğine, yere düşüp penaltı bekledi. Buna penaltı diyenler de var ama ben aynı fikirde değilim. Aynı Burak, Beşiktaş defansının yaptığı inanılmaz hatayı gole çevirerek Trabzon'un zor bir deplasmandan üç puanla dönmesini sağladı.

Özetle; Trabzonspor, şampiyonluk yolunda altın değerinde bir üç puanla Trabzon'a döndü.

Maçın hakemi Tolga Özkalfa, bana göre iyi bir maç yönetti. Gösterdiği kartlarda haklıydı. Yalnız Serkan'a gösterdiği ikinci sarı kart bana biraz ağır geldi.

Atıf Keçeci (Zaman): Kartal, kötü emellileri memnun etti

İkinci yarıya rakibin on kişi kalması nedeniyle bir fazla forvetle oynama düşüncesiyle Fernandes'le Nobre değişikliği Schuster'in az sayıdaki doğrularından biriydi. 66'da ilk defa doğru dürüst Ekrem-Hilbert verkaçını gördük. Alman oyuncunun altı pas üzerinde ön direkte pozisyon almış Bobo'nun kafasına adrese teslim kesmesi tabelayı da 1-0'a taşıdı. Karadeniz ekibi, cevabı 2 dakika sonra verdi. Sonlara yaklaşıldığında Siyah-Beyazlı takım özellikle Hilbert'in pas kayıpları olmasa sonuca gitmede rakibinden daha fazla pozisyon oluşturabilirdi. Maç berabere bitiyor derken 88'de Burak 73'te yapamadığını yaptı ve takımına galibiyeti getirdi. Ve maalesef Beşiktaş, hayalcilerin kötü emellerine nail olmalarına fırsat verdi.

Adnan Aybaba (Fotomaç): Doğrusun Schuster

Bakıyorsunuz rakip 10 kişi kalınca Nobre'yi oyuna alıyor, doğru. Fernandes'i oyuna alıyor bu da çok yerinde bir karar. O zaman ben de dönüp sorarım bu futbolcu kardeşlerimize "Yahu siz ne iş yaparsınız?" diye. Müneccim değilim ama devre arasında Trabzon kazanır dedim, kazandı. Bizim de kusura bakmayın ama bildiğimiz bazı şeyler var. Dikkat edin, sürekli furekli futbolcuların üstüne gidiyorum.

Bazı kişiler Schuster'e ağır eleştirilerde bulunurken futbolcuları es geçerek haksızlık yapıyorlar. Tolga Özkalfa'ya bakıyorum çok şaşkın bir maç yönetti. Hem Beşiktaşlılar hem de Trabzonlu futbolcular çok centilmence oynadılar.

Şu maçta iki kırmızı kart nasıl çıktı ben anlam veremedim.

Schuster'den bir ricam var; yıldızı mıldızı geçsin, genç futbolcularla yoluna devam etsin.

Trabzonspor da sadece bu maçı kazandı unutmasın!

Fatih Doğan (Sabah): Hedefsizlik farkı

Hakem kararlarının her iki takımı da etkilediği düşüncesindeyim.Sahada sadece hakem hataları dikkatimizi çekmedi. Böyle üst düzey maçta ilk gollerdeki hatalar futbol okullarında ders diye gösterilir Bobo'nun golünde Hilbert korner noktasına yakın bir yerde topu önüne alıyor. Kafasını kaldırıyor ve ortasını yapıyor. Bobo tek başına ön direkte boş kafayı vurup gol yapıyor. Trabzon'un ilk golünde Ceyhun'un vurduğu kafada da benzer bir durum vardı.

Trabzon 10 kişi kaldıktan ve 1-0 geriye düştükten sonra maçı çevirmesi şampiyonluk inancının çok yüksek olduğunun bir göstergesiydi. Beşiktaş'ın hedefsizliği de bu sonucun doğmasında etkili oldu.

Sonuç olarak Schuster, Fenerbahçe maçında yaptığı değişiklik hatasından sonra dün de rakip 10 kişi kalmışken orta sahadan Fernandes'i çıkarıp forvet Nobre'yi alarak Trabzon'un da ekmeğine yağ sürdü.

Bilal Meşe (Milliyet): Kurallar yerle bir![page_end]

Bilal Meşe (Milliyet): Kurallar yerle bir!

FIFA kokartı apoletini takmak kolay değildir. Bilgi birikimin olacak, pozisyonları iyi süzeceksin, kuralları sonuna kadar önyargısız - tarafsız uygulayacaksın. Bir Tolga Özkalfa'ya bakıyorum, bir de kokartına, sanki torpille (!) almış.

Trabzonspor zirveyi kovalıyor, sen çıkıp, böylesi bir takımın kaderiyle oynuyorsun!

Burak Yılmaz, topu kurtardı, ancak Rüştü'den kendisini kurtaramadı. Yüzde yüz penaltı, ne var ki o FIFA kokartlı hakem Tolga Özkalfa pozisyona yakın, süzemiyor, göremiyor (!), oyunu devam ettiriyor.

Ayıptır, günahtır, emeğe saygısızlıktır!

Tolga Özkalfa, tüm kuralları rafa kaldırmış, kafasına göre maçı yönetti, ipin ucunu kaçırdı, adam topu elle oynuyor, kesiyor, 'sarıyı' çıkarmıyor!

Neyse ki, Özkalfa'ya rağmen, adalet yerini buldu, normal sürenin bitimine iki dakika kala, maçın adamı Burak Yılmaz, topu filelere göndererek, orta hakemin ayıplarına sünger çekerken, takımını 'ipten' alan isim oldu.

Pascal Nouma (Fotomaç): Hüsran sürüyor

Giray'ın İsmail'e çok sert girdiği pozisyonda, hakemin oyunu avantajla devam ettirmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum.

Atılabilecek bir gol, bir oyuncunun sağlığından daha önemli olmamalı.

Ayrıca bu pozisyonda Giray'ın kırmızı kartla oyun dışı kalması gerekiyordu. Aurelio'nun İstanbul BŞB maçında oyundan atıldığı pozisyonu herkes bir hatırlasın.

Giray oyundan atılmadı ama Serkan iki hata yaparak oyun dışı kaldı ve takımını ikinci yarı için eksik bıraktı.

Bu eksikliği fırsat bilen Schuster, Fernandes ile Nobre'yi değiştirerek hücum gücünü arttırmak istedi. Bu değişiklik olumlu sonuçlar verdi. Hatta futbolun meyvesi olan golü de getirdi ama Beşiktaş duran top zaafı yüzünden bir gol yiyince ve üstüne Sivok basit bir şekilde oyundan atılınca oyun dengeye geldi.

Burak kaleciyle karşı karşıya kaldığı tartışmalı pozisyonda gole ulaşamadı ama son dakikalara girerken golünü atınca, Beşiktaş farka gideceği başka bir maçta daha İnönü'den mağlubiyetle ayrılmak zorunda kaldı. Maçta Beşiktaş adına en güzel şey Necip'in güzel oyunu oldu.

Son bölümde her iki takım da kazanabilirdi artık ve bunu başaran Trabzonspor oldu. Yine yüksek bir top; yine Beşiktaş defansının bir klasik bir hatası. Tıpkı duran topta olduğu gibi; bu da mağlubiyeti getirdi...

Dün akşamki maçta bireysel performanslara baktığımızda, bana göre oyunu organize etmesi gereken Guti'nin kötü gününde oluşu; Simao'nun oyundan kopuk, bölüm bölüm ortaya çıkışı ve Bobo'nun golü atmasına rağmen oyunun bütünündeki verimsizliği vardı Beşiktaş tarafında.

Oktay Derelioğlu (Takvim): Kırmızı yandı Kartal durdu

Derbi karşılaşmasına damgasını vuran isim hakem Tolga Özkalfa oldu. Oyunun büyük bir bölümünde etkili oynayan Beşiktaş, maçın ilk yarısında yakaladığı gol pozisyonlarını cömertçe harcadı.

Oyunun genelinde de Beşiktaş, daha istekli ve arzuluydu. Tabii, bu istek ve arzu bir nevi Fenerbahçe' ye yarıyordu. Trabzonspor'un puan kaybetmesi şampiyonluk yarışında Fenerbahçe'yi avantajlı kılacaktı.

Ama maçın atmosferi o kadar ateşli değilken hakem Özkalfa, gündem yaratacak kararlarla sahneye çıktı.

Fuat Yaman (Fotomaç): Tebrikler Şenol Güneş

Sivok atılınca sahadaki her şey dengelendi.

Adam sayısı azalınca boş alanlar arttı. İki takım da karşı atak yaparak pozisyon bulmaya başladı. Topa basıp organize olmak yerine direk hücuma çıkmayı benimsediler.

Oysa dengeli olmak bu anlarda çok işe yarayabilirdi.

Bu ataklarda trabzon daha etkiliydi.

Özellikle Burak hızı ve arzusuyla başroldeydi.

Kaleciyi geçtiği ve düşürüldüğü pozisyonda maç bitebilirdi. Verilmesi gereken kırmızı kart ve Rüştü'nün ihracı maçı bitirebilirdi.

Hakem boş kaleye gol atmak yerine kendini yere attığını düşündüğü Burak'ı aptal yerine koymuştu. 5 dakika sonra Burak hakeme de cevabını verdi. İbrahim Toraman'ın alışılan ikramını kabul etti. Trabzon önemli bir maçtan galibiyet aldı.

Bunu yaparken rakibinden daha kötü veya daha iyi değildi.

Sadece hocası daha iyiydi ve Burak çok istekliydi. Tebrikler Şenol Güneş.

Cemal Ersen (Milliyet): Burak'la başladı, mutlu bitti[page_end]

Cemal Ersen (Milliyet): Burak'la başladı, mutlu bitti

Ceyhun gibi savaşçı bir futbol tarzına sahip olan Umut'un orta alana çekilmesiyle ilk yarıda Serkan'ı çileden çıkaran Burak, bordo-mavili takımın ani ataklarında gol umudu oldu. Burak kendini affettirmek istercesine hırslı ve istekliydi yeni görev alanında. Maçı çevirecek fırsatlar da yakaladı genç oyuncu. Bunların birinde Burak'ı ve Trabzonspor'u bu kez Beşiktaş savunması değil, hakem Tolga Özkalfa durdurdu. FIFA kokartıyla çıktığı ilk önemli sınavda maçın kaderini etkileyen bir hata yapan Özkalfa, Burak'ın Rüştü tarafından son vuruşu yapmadan önce düşürülmesini es geçti. Penaltı düdüğünü çalıp Rüştü'yü oyun dışı bırakma cesaretini gösteremedi MHK'nin gözdesi! Şenol Güneş gibi bir sabır taşını bile çatlattı bu karar. Trabzonspor takımını ise ateşledi. Neler yapabileceğini bilen bu özgüvenli takım görüntüsü, geciken adaletin tecelli etmesini sağladı. Hesabı kesmek ise ilginçtir yine Burak'a düştü. 88. dakikada Burak'ı ne Rüştü durdurabildi, ne de bir başka dış etken!

Bordo- mavili ekip dün gece İnönü'de sadece maçı kazanmadı, çok daha fazlasını elde etti. Sahip olduğu, ancak haftalardır unuttuğu kişiliğine yeniden kavuştu. Bu kazanım Trabzonspor'u tekrar şampiyonluk yarışının en önemli iki adayından biri haline getirdi. Kısacası fırtına, gücünün ve kudretinin farkına vardı.

Murat Taşkın (Yeniçağ): Hesapların karıştığı maç!..

Devrede soyunma odasına gol yemeden giden Şenol Güneş'in ikinci yarıda hesabının tutabilmesi için özellikle Jaja ile Umut'un ikişer kişilik oynamaları gerekiyordu. Ama yapamadılar. Yapamayınca da Jaja kendini kenarda buldu.

Bobo ve Ceyhun ile peşpeşe gelen gollerin ardından Sivok da atılınca hesaplar yeniden yapılmaya başlandı.

73'de bu kez hakemin hesabı şaştı. Top ceza sahasında. Rüştü'nün vücudu yerde ama ayağı ayakta ve Burak'ın bileğindeydi. Bunun ederi de penaltıydı. Ama Özkayha bunu hangi kitabın hesabına göre vermedi!.. İşte orası meçhul...

Ama meçhul olmayan bir gerçek var ise o da Halis Özkahya'nın Trabzonspor'un 2 puanını gasp ettiğinin tarihe yazılacağı sırada Burak'ın tekrar sahne alıp, bu maçın hesabını adelet adına değiştirmesidir.

Hakan kulaçoğlu (Fotomaç): Cesur Yürek

Maçı teknik olarak yorumlamak bu kez gerçekten anlamsız.

Zira oyunun gidişatından beklenmeyen bir sonuç çıktı ortaya ve bunu teknik adamların hataları ya da hamleleri değil, futbolun ta kendisi belirledi.

Ancak Trabzonspor açısından takım savunmasının artık kendine gelmesi gereği bir kez daha ortaya çıktı.

Orta sahadan başlayan hatalar, Jaja'nın vurdumduymaz tavrı nedeniyle Selçuk ve Colman'ın perişan oluşu, beklerle stoperlerin arasına çok tehlikeli toplar atılmasına neden oluyor.

Rakibin getirdiği her top, pozisyon olmasa bile heyecan yaratıyor.

Maçtan önceki yazımızda İstanbul'un 3 büyük maçından galibiyetler çıkarmanın şampiyonluk için çok önemli olduğunu söylemiştik.

Uzun zaman sonra böyle bir sonuç çıktı İnönü'den. Tarihi bir geri dönüş olabilir bu.

Oyun genel anlamda ne denli yetersiz kalırsa kalsın, hem skor ve hem de oyuncu sayısı olarak geriden gelerek edinilen bu sonuç takdiri hak eder.

Bir de tabii, Burak'ın asla teslim olmayan o cesur yüreği.

Cengiz Tokgöz (Fotomaç): Önemli galibiyet[page_end]
Cengiz Tokgöz (Fotomaç): Önemli galibiyet

Ligin ikinci yarısına 17 maçta 17 galibiyet parolasıyla giren siyah-beyazlılar, Karadenizlilerin inadına takıldı dün gece. Amerikan dergisi New Yorker'in 10 sayfa ayırdığı Beşiktaş için F-16'nın ucundaki Kartal tanımı yaparken, İnönü'de de bordo-mavililer "Karadeniz Uşakları" afişini astılar. Schuster "Kıyamet maçlarına çıkıyoruz" demiş. Doğru, bu takım biraz kıpırdasa kıyamet kopar. Dün biraz hareketlendi, İstanbul'da Kartal'ı vurdu. Şenol Güneş'in, Ceyhun'u oyuna sokuşu ve Burak'ı öne alış hamlesini görmeden geçmek, siyah-beyazlı taraftarların yöneticilere dönüp "Ayıp oluyor" dediği gibi ayıp olurdu. Değişiklik Trabzon'a 3 puanı getirdi.

Mustafa Sapmaz (Akşam): Şampiyonluk testi

On beşinci dakikada Trabzon kontrataktan pozisyon bulmuş. Umut, top ayağında ceza sahasına sol çaprazdan giriyordu. Aynı anda da Colman terste boş koşu yapıyordu. Umut baktı Colman'a. Ancak o, boştaki Colman'a atmak yerine çaprazdan son zamanlarda sıkça denediği ayak içi vuruşunu denedi.

Golcü bencillikleri ile kazandığınız puanlar sizi şampiyonluk yarışına sokabilir. Ancak o yarışa girmişseniz, artık kendinizden önce takımı düşünmelisiniz. Bu, şampiyonluk testinde ahengi kuvvetlendiren doğru şıkkı işaretlemektir. Trabzonspor dün yanlış olan 'bencillik' şıkkını işaretlediği halde kazandı.

Şampiyonluk testi, Trabzonsporlu futbolcular bencillikten uzaklaştığı ölçüde kolaylaşacak!

İhsan Öksüz (Yeni Şafak): Kahramanlık bitmez!

Trabzonspor'dan eksik kalsa da bir şeyler bekleyenleri yanılmadı. Eksik olmasına rağmen eşitliği yakaladı. Sonra Sivok'ın kırmızı kartı ile tüm riskleri alan Beşiktaş'a öldürücü darbeye Umut Burak işbirliği ile vurdu ve haklı olarak 3 puanı alarak yarışta var olduğunu gösterdi. Ve futbolcular Trabzon için birer kahraman oldular!

Olcay Çakır (Fotomaç): İnönü zaferi...

Sezon başı bir söz etmiştik; "iyi arabaları yaylada görmek lazım" diye. İşte tam da şimdi; "Yayla zamanı geliyor" diyebilirim, Trabzonspor için.

Ceyhun değişikliğiyle düşen enerjiyi ayağa kaldırdı Şenol Güneş.

O Ceyhun ki, eşitlik golüne imza attı.

Saha da oyuncu sayısı eşitlendikten sonra; Burak'ın, Rüştü tarafından "irdelenesi" indirilişine ne penaltı, ne de kırmızı kart ver-emedi karşılaşmanın hakemi!

Taban tabana zıt bir çok "taban" uygulamasına imza attı hakem! Şenol Güneş'i bile tribüne yollayan ülke futbolu kendini de "aut'a atmış" oldu İnönü'de.

Unutmadan; meraklısına bir "prömiyer lig" maçı daha izletti Trabzonspor!

TREND HABERLER
Yorumlar
TREND HABERLER