Yazarlar Trabzon için bunları yazdı
Sezon sonuna sayılı günler kala Trabzonspor'un her maçta zorlanması spor yazarlarını endişelendiriyor.
Süper Lig'in 27. haftasında Konyaspor'u konuk eden Trabzonspor, tek golle üç puanı hanesine yazdırırken rakibi karşısında sergilediği futbol ile taraftarına stres yaşattı. Spor yazarları alınan galibiyetin öneminin farkında, ama ligin ilk yarısındaki performansı arıyorlar.
İşte yazarların Trabzonspor yorumları...
Her şeye rağmen ben zor ve sevimsiz de olsa alınan üç puana "Eyvallah" diyorum.
Bu maçta artık kredisini dolduran İstanbul gecelerinin yaramazı Jaja! "Düştüğün hallerin ve takımı soktuğun sıkıntılı durumun farkında mısın?" diye sormak ve de uyarmak isteriz seni.
Artık Umut Bulut da bundan böyle rahatlar.
Zira hız duvarını aştı ve o da stresten kurtuldu sayılır. Bundan sonra evvelce kaçan golleri geri isteriz.
Yılmaz hocanın askerlerinin bu maçta puan almaları çok zordu, direnci ve ekibinin kapasitesi bu.
Trabzonspor'a rağmen bu maçta puan koparamazlardı.
Konya’nın oyun yapısının Trabzonspor’a fazlasıyla uymasının temel nedeni, ev sahibinin ön liberosuz oynayışı. Tamamı topla oynamayı bilen orta sahayı önde kontrol etmeye çalıştığınızda sizinle fizik mücadeleye girmeden topu koşturabiliyorlar. Üstüne onların fizik gücü eksik ama savunma ve hücum hattında bu eksik kalan enerji fazlasıyla var. Örnekse, en iyi savunma adamları Umut, en iyi hücumcuları Selçuk belki de...
Dolayısıyla şaşırtıcı bir takım Trabzonspor. Standart Türk tipi taktiklerle durdurulması kolay olmuyor. Orta sahada kemik gibi bir ön stoper, önde pivot santrfor vs. Bunlar yok. Top oynama derdindeki orta saha işliyor.
Eksik kalan ise skor yüzdesi. Olağanüstü çalışkan hücum hattı Jaja dışında çok düşük bir yüzdeyle skor buluyor. Jaja ise az pozisyona giriyor. Savunma kanatlarından en az birisi hücuma gelmezse de maçı koparmak zorlaşıyor. Akın sürekliliği ve skor yüzdesi onların en büyük sıkıntısı.
[page_end]
Görünen o ki, Trabzonspor’un en büyük rakibi yine kendisi. Maçın en güzel yorumu bence şu. Trabzonspor’un tribünleri neden boş diye soran bir futbolsevere bir arkadaşım “Onlar maçlara gelmemezlik yapmadılar, o boşlukların sahipleri maçlarda kalp krizi geçirenlerdir” dedi. Bu kadar sakat vermesine, çok gol kaçırmasına ve kısıtlı kadrosuna rağmen Trabzonspor’un şampiyon adayı olmasını bir türlü çözemeyenlere Burak Yılmaz, Umut’a attırdığı golle çok güzel bir cevap verdi.
Maçı Trabzonspor açısından başka kılan bir değeri daha var; gol son dakikalarda gelmedi. Gerçi ilk yarının son dakikalarında oldu ama, sonuçta rahatlayıp, gerginlikten uzaklaşıp, dakikaları mental yorulmadan uzak geçirmeyi başardılar. Trabzonspor'u sahada dik tutan Colman-Selçuk ikilisiydi. Kritik top kapmaları, ince ve derin paslarla süslediler. Kopya ataklar geldi birbiri ardına; Burak koşuyu yapıyor, önüne top yuvarlanıyor. Sonra... Beceriksizlikte de kopyalama var...
Konyaspor mümkün olduğunca öne oynamak istedi. Oyunun büyük bölümünde de orta saha mücadelesinde rakibiyle dengede kaldı. Ancak küme düşme hattında olmalarının nedeni; defansının ve ön tarafının kalite eksikliği, alabilecekleri sürpriz puanı engelledi. Bu kadar basit hata yapan, ayakları titreyerek oynayan oyuncu grubunu birlikte görmek çok enderdir aslında. Seyredenler, "Bir takım nasıl böyle kötü kurulur" dersini alabilirler.
Burak ve Umut’un ön bölge presi yetersiz kalınca orta alanı Adnan ve Hakan ile çabuk geçen, sağ kanatta Gökhan’ın bindirmeleriyle beraberlik golü için çaba gösteren Konyaspor, Giray ve formasına kavuşan Egemen’in zamanında müdahaleleri ile kaleci Tolga’ya takıldı. İlk yarıdaki roller değişti, bu kez Trabzonspor, Alanzinho’nun taşıdığı toplar ile Konya defansını eksik yakalamaya çalıştı, olmadı.
Trabzonspor özellikle ikinci yarısını son derece kötü oynadığı maçı kazandı. Lakin bu gerilimi daha ne kadar taşıyabilir bilinmez. Fiziksel yorgunluk bir yana, zihinsel yenilenme şart. Puan yitirme kredisi tükenen bordo-mavililer bunu başarabilirse, zirve yarışının içinde kalabilir. Aksi taktirde işi, gerçekten güç.
[page_end]
Şampiyonluk yolunda artık her maç final. Puan kayıplarının telafisi yok. Onun için mutlak 3 puan alınması gereken maçlar oynanıyor. Bir an önce gole gitme golle buluşarak rahatlama düşüncesi, öne çıkıyor. İşte Trabzonspor-Konyaspor maçının üçüncü dakikası oynanırken Umut'la girdiği iki net gol pozisyonundan birini değerlendirebilse, çok daha rahat bir görüntüde maçı sürdürme şansı vardı. Ama olmadı. Ve özellikle maçın ikinci yarısı Trabzonspor için kabus gibi geçti
Zeki Çol (Zaman):
Trabzonspor ikinci yarıda o pozisyonlara da ilk yarıdaki etkili oyuna da hasret kaldı. Yine de risk üstlenen rakip savunma karşısında iki kez gole yaklaştı. Hele 83. dakikada Umut ile Egemen kale sahası içerisindeki hava topunda birbirlerini bozunca, stres son ana dek devam etti.
Konyaspor, elinden geleni yapmaya çalıştı. Fazla üretken olamadı. İlk yarıda Robak'la iki önemli tehlike oluşturdu. İlkinde Tolga golü çıkardı. İkincisinde pozisyon autla sonuçlandı. Baskılı oynadığı ikinci yarıda Trabzonspor iyi savunma yaptığı için net pozisyon bulamadı.
Sonuçta kolay maçı zora sokmasına karşın Trabzonspor üç puanı Umut'un golüyle kazandı. Günün lideri oldu, bugün oynanacak F.Bahçe-Bursaspor maçından çıkacak sonucu beklemeye başladı.
Şirin Berber (Fotomaç):
Gol geciktikçe daha çok sebep buluruz. Sitemimiz ondandır. Stres yüklü Trabzon maçları. Korku filmi gibi bir şey. Arada kesip devamı haftaya desen reyting rekoru kırarsın. Bir kere daha kaçtı Burak. Bir kaleci, bir o, vurmadı: Aklında binbir soru, sırtında 99 yükle Umut koşuyordu.
Önüne bıraktı, arkadaşının yüzünü güldürdü.
Tabela ile birlikte taktikler de değişti.
Konyaspor öne çıkmıştı, son adamla kale arasında çok boşluk vardı. Ortam uygundu yani.
Fakat olmadı. Frene bastı Trabzonspor. Korku filminin ikinci perdesini sahneye koydular. Jaja mı iyi? Ceyhun mu yetersizdi? Hücumcu çıkartıp savunmacı almak psikolojiyi mi bozmuştu? Önceki maçların tersine ilk devre tempo yapmak takımı yormuş muydu?
Bir şey olmuştu Trabzonspor'a. Stres, baskı, her neyse bu halin bir şekilde değişmeli...
Murat Taşkın (Yeni Çağ):
Halk arasında “Yüzüne gözüne dursun” denir ya, işte öyle bir şey idi, Umut Bulut’un “100 gol takıntısı” nedeniyle 2 ve 3’üncü dakikada kaçırması atmasından zor olan pozisyonlardan sonra bu futbolcuya yapılabilecek sitem..
Sahadaki futbolcudan, 2 maçlık tribün sefasından sonra kulübeye dönen Şenol Güneş’e, ondan tribünlerdeki seyirciye kadar hemen hemen herkes, adeta “Ey Allah’ım, şu adama bir attırıp 100’e ulaştır da hepimiz rahat edelim” dua edince, 43’üncü dakikada Büyük Rabbim, Trabzonsporlu kullarının duasını, Umut’un önüne boş kale koyarak kabul etti.
Ancak, öyle veya böyle, artıları ve eksileriyle, olumlu veya olumsuz bir futbolcunun takımına bu kadar, yani Umut kadar olur. Belki de bu beklenti Şenol Güneş’i Umut’tan vazgeçiremiyor. Tüm eleştirilerimize kadar vazgeçmemekte haksız da değil hani..
Hakan Kulaçoğlu (Fotomaç):[page_end]
Hakan Kulaçoğlu (Fotomaç):
Anladık ki Trabzon'da ciddi bir mental sorun var. Yönetim, teknik heyet ve oyuncular bunu bir türlü aşamıyor. Ha... Diyeceksiniz ki, Trabzonspor zor olsa da hep kazanıyor.
Evet öyle ama "Bu takım şampiyonluğa layık" diyenler de giderek azalıyor...
Bu mental yorgunluğu bir an önce bitirmek lazım. Sanırım bu en çok teknik heyetin alacağı çözümlerle ilgili. Aksi takdirde ligin sonu Trabzonspor için zor gelebilir.
Bizden uyarması...
İhsan Öksüz (Yeni Şafak):
Ölüp dirilmek her halde budur! Çünkü değişik amaçla da olsa tek puanın hiçbirine yaramayacağı maçta iki takımın mücadelesi nefes kesti! Sonunda Trabzonspor kazandı... Ölüp dirilse bile... evet her maç final niteliğinde... Tek puan yitirenin yarışın dışında kalacağı gerçek... Rakip fark etmiyor. Çünkü kolay maç yok! Buna rağmen geçen haftayı "burun farkıyla" 3 puanla tamamlayan Trabzonspor, ister istemez psikolojik olarak Konyaspor karşısında rahat çıktı! Türk ekipleri ne yazık ki rakip seçiyor! İsmine, puantajdaki yerine bakıyor. Şenol Güneş'i tanıyanlar ne kadar ciddi olduğunu bilirler. Ama Jaja'nın, Alanzinho'nun yapıları da belli! Sonuç almadan varyete yapmak amacındalar.
Olcay Çakır (Fotomaç):
Trabzonspor takımı, 'az yakıtla üstün performans' üretmeye çalışan yeni nesil otomobiller gibi.
Savaşan birçok oyuncu varken, durumu idare edenler de var.
Jaja'ya ön yargımız olabilir mi diye düşündük ilk başta ama baktık öyle değil, Jaja hiç yok! Umut net fırsatları kaçırınca Burak; kan ter içinde"100'ler kulübüne giriver bari" dedi. Burak'ın yaptığı asisti alkışlamak gerektiğini düşünüyorum.
Açık oynayan ve en az Trabzonspor kadar korner kullanıp, pozisyona giren bir Konyaspor izledik ayrıca.
Jaja'nın oyundan alınması sonrası daha da içine kapanan Trabzonspor, koca bir 45 dakika rakibine teslim oldu.
Zayatte'nin birçok oyuncuyu ziyan etmeden maçın tamamlanması bir şanstı.
Az yakıtla üstün performans üreten Trabzonspor, doğaya daha az zarar vermeyi de başarmalı!
Ve son olarak da onların tabiriyle bitirelim: "Trabzonspor bu aşamadan sonra şampiyonluğu
bırakmaz!"
Tayfun Bayındır (Vatan):[page_end]
Tayfun Bayındır (Vatan):
ŞURASI bir gerçek; 2. bir gol Trabzon’u hem farka götürür hem de bildiğimiz yapısına geri çevirirdi. Ama şampiyonluğa giderken hele de evinde kaybetmek gibi alışkanlığa da sahipken ölüp ölüp dirilerek elde edilen bu galibiyet müthiş bir başarıdır... Ve hatırlatmakta fayda var, dünkü Trabzon’u bundan sonraki haftalarda ne G.Saray ne Bursa ne Antep ne de Eskişehir asla affetmez. Ve bu maçlarda gelen bir kayıp bile durumu kötüleştirebilir..
SON sözüm Burak’a... Performansını alkışladığım Burak’a bir tavsiyem var. Lütfen dünkü maçın 87. dakikasından sonra kendini bir izle. Sarı gördüğün pozisyona bak. Sahadan çıkarken dudaktan dökülen kelimelerini bir incele. Sonra yarattığın gerginliği tekrar tekrar izle... Bahsettiğim dakikadan sonraki Burak, Trabzon’a zarar veriyor. Ve bu zarar bundan sonra çok büyük boyutlarda olabilir. Aman dikkat!
Şansal Büyüka (Akşam):
Trabzonspor haftalardır Umut Bulut sıkıntısı yaşıyordu... Neyse Umut Bulut, Konya karşısında 100. golünü attı, hem Trabzonspor hem de Umut Bulut rahat bir nefes aldı... Ne diyelim, Trabzonspor'un 100'ü aydın.
Trabzonspor ligin ikinci yarısı ile birlikte kendi sahasında Antalya, Ankaragücü, Kayseri'ye puan kaybetti... Bu maçla Avni Aker'deki kabusu da bitirdi... Trabzonspor'un bu nedenle de gözü aydın...
100'ü aydın, gözü aydın hepsi tamam da, çok açık biçimde belli ki bu Trabzonspor, ligin ilk yarısındaki Trabzonspor değil...
Hasan Sarıçiçek (Türkiye):
Sorun, Trabzonspor’un orta sahasında!
Sorun, Umut‘la arkalı önlü oynayan Jaja‘nın futbolun defansif yanını hiç yerine getirmiyor olmasında.
Sorun, Serkan gibi bir tecrübeye rağmen kanatları hareketlendiremeyen koca takımın, geriye yaslanarak, rakibini üstüne davet eden o mahkûm oyun anlayışında.
Diyeceksiniz ki, kolay mı o şampiyonluk stresini taşımak? Kolay mı, haftalardır, 100. gol baskısı altında kalan Umut‘un ayağındaki o prangaları kırması.
Evet, kolay değil ama nihayetinde zoru başaranlar şampiyon oluyor!
İşte bu manada futbol gazisi Burak‘ı yürekten kutluyorum. O nasıl bir hırs, o nasıl bir yürek, o nasıl bir istek? Bir maçta iki kez kafaya darbe alıyor, yaralanıyor, dikiş atılıyor ama maçı asla bırakmıyor. Bu yürekli duruş bana F.Bahçe’de adı “Mehmetçik’e çıkan Basri Dirimlili‘yi G.Saray’ın yeni hocası Bülent Ünder’i ve Trabzonsporlu Tuncay Soyak‘ı hatırlattı. Demek ki, maçın ve takımın adı ne olursa olsun Cesur Yürek‘ler unutulmuyor.
Hele, kendi atacağı golü, Umut‘a ikram edip, o büyük stres altında hem takımı hem de takım arkadaşının 100’ünü güldürecek, gol pasını veriyorsa, Burak hiç unutulur mu?
Sonuç mu, böyle diken üstünde daha kaç maç kazanır, Trabzonspor?
Alper Tunga Albayrak (Yeni Şafak):
Konya, ligin güçsüz takımlarından biri. Trabzon maçı koparamadıysa, sebep Konya'nın direnci değil, Trabzon'un kötü oyunuydu. Milli maç arası Trabzon'a yaramamış. Basit paslarda bile, tutuklukları göze battı. Son dakikalara kadar da ikinci golün gelmemesi, Konya'yı umutlandırdı. Konya yerinde iyi bir takım olsa, Trabzon'a çok daha zor dakikalar yaşatabilirdi. Sezon başından beri, ama özellikle ligin ikinci yarısında tüm maçların sonunu stres altında geçiriyor. Yine de serisine devam ediyor. Fakat şunu da unutmamak lazım ki; bundan sonra kaybedilecek puanların telafisi çok zor. Nispeten böyle kolay iç saha maçlarında Trabzon'un daha kolay ve net galibiyetler alması lazım, son haftalarda ya son dakikada kazanıyor ya da taraftarına ecel terleri döktürüyor.
Hakan Arslan (Star):
Bu tür maçlarda golü bulmak kadar, farkı ikiye çıkarmak da önemli. Jaja-Ceyhun değişikliğinin buna ne kadar hizmet ettiği tartışılır.. Şenol Güneş, saldırmak zorunda olan Konya’dan orta alanda daha çok top çalmayı ve hızlı hücumların sayısını artırmayı öngörmüş olsa gerek. Ama bunun sahadaki karşılığı “düşük tempo ve sayısı azalan gol girişimleri” oldu. Trabzon 25. haftadaki Kasımpaşa maçında 2 farkı yakalayamadığı için “son dakika paniği” yaşamış, bu paniğin bedeli de Onur’un sakatlanması olmuştu. Bu kez hiç değilse aynı ölçüde zorlanmadı diyebiliriz. Şampiyonluk yolunda önemli bir engel daha aşıldı ve F.Bahçe-Bursaspor maçı iyice kritik bir hal aldı.