Yazarlardan Beşiktaş maçı analizi

Güven Taner (Star): Bir Yorgun, Bir Zengin

Antalyaspor ile Beşiktaş Kupa ve lig için peş peşe üçüncü maça çıktılar.

Antalya evindeki ilk Kupa mücadelesinde ne denli önemsemez bir tavır içindeyse, İstanbul'daki puan kapışmasında o denli istekli bir savaşım vermişti. Belli ki iki cepheden birini seçmişti ve bu, ligde tutunmaktı.

Mustafa Denizli de bunu kullanmanın peşindeydi. Hem yeni gelen Ernst ile Erkan'a forma giydirdi, hem de 7 birinci adamını kulübeye oturtarak dinlendirmeyi amaçladı. Ernst savunmanın önünde, Erkan orta alanın sağındaydı.

Ernst'in oyuna soğuk bir duruşu vardı. Onun için ‘Çalışkandır, rakibi bozar, çok top çalar ama oyuna iyi veremez' tanımı yapılıyor. Oysa dün girişken bir görüntü vermedi. Ve top kazanmaktan çok, topu oyuna sokuşuyla dikkati çekti. Topu çabuk kullanıp takımın hızını kesmiyor. Net bir orta alan gücü artışı sağlamadı. Ona biraz yorgunluk biraz da yabancılık çekme avansı vermek gerek.

Erkan Zengin kendine güvenen ama henüz pişmemiş bir oyuncu. Mücadeleyi seviyor, tek top oynuyor ve az top kaybediyor. Genel olarak erken yargıya varmayalım, ancak bir maçlık notu iyi.[page_end]

Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kartal Güle Oynaya

Antalyaspor daha maça başlarken havluyu atmıştı. Tam 7 yedek oyuncusuyla sahadaydı. "Ben kupayı değil, ligi düşünüyorum" mesajı apaçık ortadaydı. Kendi sahalarında aldıkları sonucun (0-2) altından kalkamayacaklarını peşinen kabullenmişlerdi.

Beşiktaş ilk dakikalarda golünü atınca işin rengi, iyice belli oldu. Artık tüm saha Kartal'ın kontrolü altındaydı. İstedikleri zaman oyunu hızlandırıyor, istedikleri zaman da firene basıyorlardı.

Tüm gözler Ernst'teydi. Tipik bir ön libero. Defansın önünde ilk müdahaleleri yapmak için her an hazır. Antalya'nın ofansif gücü yetersiz olduğu için Ernst'in defansif yönünü göremedik. Hücum aksiyonlarına kendisi pek katılmak istemedi.

Erkan Zengin, Beşiktaş'ın bir başka yeni oyuncusu. Doğrusu hiç de fena değildi. Daha ilk maçı ancak ben bu çocuğu beğendim. Her işi yapıyor. Top tekniği oldukça iyi.

Gökhan Zan hep iyi oynamaya başladı. Artık hemen hemen hiç hata yapmıyor. Rakip santrfora nefes aldırmıyor. Serdar Kurtuluş'ta da düzelme var. Bu çizgisini biraz daha yukarı çıkartırsa yerini sağlamlaştırır.

İkinci yarının başlarında taraftarlardan biri sahaya yabancı madde attı. Bütün tribünler ayağa kalktı, protesto etti. Ve de yabancı maddeyi atanı polise teslim ettiler. İşte gurur duyduğumuz taraftar profili bu. Tribünleri kendini bilmezlerin eline bırakmamalıyız.

Beşiktaş fire vermeden kupada yoluna devam ediyor. Hiç de fena sayılmayacak para da kazanıyor. Hem de güle oynaya. Umarım bu oyununu lig maçlarına da yansıtır.[page_end]

Sinan Vardar (Takvim): Gençleri Aradım

Beşiktaş için dünkü Antalyaspor maçı bir formaliteden ibaretti. İlk maçta alınan 2-0'lık galibiyet nedeniyle Kartal kupada yarı final vizesini zaten geçen hafta almıştı. Doğrusu bu nedenden dolayı bu maçın al gülüm,ver gülüm havasında geçeceğini düşünüyordum. Ancak Siyah-Beyazlı oyuncuların sanki bir final maçı oynuyormuş gibi kora kor mücadele ettiklerini görünce bu fikrimden bir anda vazgeçtim.

Herkesin gözü hiç kuşku yok ki yeni transfer Ernst'in üzerindeydi. Dünyanın parası verilerek alınan Alman futbolcuyu daha ilk maçında eleştirirsem yargısız infaz yaparım. İyi futbolcu olduğu kesin ama dün takımdan kopuk oynadı. Ernst için birkaç maç sonra daha doğru bir teşhis koyabiliriz.

Doğrusu bu takımda gözlerim bir anda Batuhan, Emre Özkan ve İbrahim Kaş gibi gençleri aradı. Hadi İbrahim'i ellere kaptırdık. Ama Batuhan ve Emre her zaman bu takımda oynardı. Üstelik ilk 11'in değişmez oyuncuları olurlardı. Ancak yönetim bu gençleri dallarından kopardı. Mustafa Denizli ise bu oyuna göz yumarak gençlerin biletinin kesilmesine seyirci kaldı. Bu yanlışlığı aradan zaman geçmesine rağmen hala affedebilmiş değilim.

Beşiktaş taraftarı artık şampiyonluk istiyor. Onların kuru sözlere ihtiyacı yok. Bu yönetim ve Denizli bu sezon Beşiktaş'ı şampiyon yapmaya mecbur. Umarım 2009 yılına iyi bir başlangıç yapan Kartal'ın bu yükselişi sürer. Beşiktaş bu sezon mutlu sona ulaşmazsa yönetimin ve Mustafa Denizli'nin vay haline. Onları bu kez inanın kimse kurtaramaz.[page_end]

Basri Baykoç (Fanatik): Bir Doğru Çıkar mı?

Fabian Ernst hazır gelmiş belli... Ama ne yazık ki, hazır olmayan bir takıma gelmiş. Daha sahaya çıkmadan maliyeti hakkında destanlar yazıldı. O da değeri sonradan anlaşılacaklar sınıfına şimdiden katıldı.

Beşiktaş klasik bir Bundesliga ekibi görüntüsünde. Bu karakterdeki görüntüyü belki Serdar Özkan bozuyor ama o da, attığı golle ara sıra ortaya çıkan tipik ‘Türk'ü oynuyor. Erkan Zengin kendini göstermeyi çok fazla istiyor, ama takımının yerleşimi henüz buna izin vermiyor.

Zapotocny ile savunma daha huzurlu ve Beşiktaş, Antalya dizisini bitirdikten sonra, sanki kendine biraz daha fazla güveniyor. Serdar Özkan'ın yerine Tello, Holosko'nun yerine Yusuf oyuna girdikten sonraki bölümü de izliyoruz. Arkasından da sesli ve yazılı olarak nacizane şöyle düşünüyoruz; acaba dörtlü savunmanın önüne Sivok-Cisse-Ernst'ten oluşan bir üçlü orta alan şekillendirilebir, önlerinde de Yusuf veya Delgado forvet arkası olarak yer alır. Hücumu da Nobre-Holosko-Bobo üçlüsünden ikisi devralırsa, zirve yolunda yürüdüğünü söyleyen Beşiktaş, ideal düzenini yakalayabilir mi...[page_end]

İlker Ateş (Fotomaç): Keyif Gecesi

İnönü'de çok özel ve güzel bir gece yaşandı. Beşiktaş seyircisi, sezon başından bu yana ilk kez diken üstünde oturmadan baştan sona keyif aldığı bir Beşiktaş izledi. Özellikle de ilk yarı müthişti. Bu inanılmaz futbolun mimarları yeniler oldu. Beşiktaş formasıyla ilk kez sahaya çıkan Fabian Ernst, orta sahaya büyük bir dinamizm getirdi. Çok isabetli bir transfer olduğunu oyunda kaldığı 65 dakika içinde fazlasıyla kanıtladı.

ok eleştirilen Serdar Özkan, formanın aslanın ağzında olduğunu anlamış olacak ki gecenin dikkat çekici futbolcularından birisi oldu. Bir de enfes gol attı. Sadece Uğur, birçok iyi futbolcunun arasında çok top kaybederken, yine de vasatın altına düşmemeye çalıştı.

Bobo'ya gelince... Antalya maçları onun gol patlaması yaptığı oyunlar oluyor. Zaten Beşiktaş gol perdesini onunla açıp, futbolunu dakika dakika yükseltmeyi başardı. İkinci yarıda oyuna girenlerden Yusuf, milimetrik paslarıyla bu takımın en isabetli transferlerinden biri olduğunu bir kez daha dosta düşmana gösterdi.

Ernst'in yerine ikinci yarıda oyuna giren Cisse, yine rekor top kayıplarını devam ettirdi. Bu galiba Cisse'yi son kez seyrettiğimiz maçlardan biri olabilir. Doğrusunu isterseniz, sezon başından bu yana böylesine muhteşem bir Beşiktaş'ı ilk kez izledik. Bu Beşiktaş böyle devam ederse, İnönü'de boş bir koltuk kalmaz.[page_end]

Fatih Doğan (Fotomaç): Bobo Farkı

Beşiktaş, Fortis Türkiye Kupası'nda ilk maçı 2-0 kazandığı için Antalya karşısında turu büyük ölçüde garantilemişti. Bu yüzden Mustafa Denizli'nin yeni transferlere şans vermesi, ligde yedek oturttuğu oyuncularının durumunu görmek istemesi çok doğru bir karardı. Herkesin merakla beklediği yeni transfer Fabian Ernst ve Erkan Zengin'i yazacağım.

Ernst'in varlığı aynı dili Almanca'yı konuşan Uğur'un da önünü açacaktır. Mustafa Denizli bundan sonra eskiden olduğu gibi çift ön liberoya dönebilir. Dönse isabet olur. Erkan dün sağ kanattan ziyade oyun kurucu gibi hareketler yaptı.

Savunma yönü zayıf gözüken gurbetçi ilk yarı birbirinden güzel attığı ara paslarla ama sempatik bir futbol ortaya koydu. Beklenenin üzerinde farklı bir oyun stili ortaya koydu. Özellikle Bobo'ya çıkardığı iki pas alkışa değerdi. Ancak Ekrem'i ve Serdar Özkan'ı kesmesi zor gözüküyor. İnönü'de birçok güzel görüntü vardı. Ama en önemlisi 49'da Bobo'ya gösterilen "Haksız" sarı kart kararı sonrası sahaya küçük su şişesi atan siyah-beyazlı taraftar, numaralıdan kendi arkadaşlarının protestoları arasında dışarı çıkarıldı. Bu örnek davranış çok önemli.

Ayrıca İbrahim Üzülmez ve Mehmet Özdilek'e gösterilen sevgi gösterileri geceye renk kattı. Beşiktaş'a hakkıyla hizmet edenin bu taraftar ve camia tarafından asla unutulmadığı cümle aleme bir daha gösterildi.