Yazarlardan Sivas maçı analizi
Galatasaray evinde Sivasspor'la evinde berabere kalıp turu zora soktu. Spor yazarları Bülent Uygğun'a methiyeler dizdi.
Galatasaray ile Sivasspor ligden sonra bu kez kupada kapıştı. Kazanmak için inat eden Sivas, Balili ile öne geçti; maç böyle bitecek derken 90+2'de Ayhan, G.Saray'ı muradına erdiren beraberlik golünü attı.
İşte basında çıkan yorumlar;
LEVENT TÜZEMEN: UYGUN MAT ETTİ! (SABAH)
Taktiksel olarak farklılığını ortaya koyamayan takımlar, Sivas'a karşı zor pozisyon üretirler, zor gol bulurlar. Bana göre Sivas, Süper Lig'de alan savunmasını ve taktik disiplini en iyi uygulayan takım. Sivas'ı yenmek için öncelikle taktik olarak güçlü bir hocaya sahip olacaksın. Skibbe'de bu zekanın olmadığı ve çapının G.Saray'ı yönetmeye yetmediği bir kez daha belgelendi.
Bir hoca takımını bu kadar mı tanımaz? Skibbe, Aydın'ı çıkarıp santrfor Yaser'i oyuna alıyor, sonra da sağ tarafa koyuyor. Yaser sağda oynayacaksa o zaman Aydın neden çıkıyor? Yapılacak hamle şu: Ayhan ikili göbeğe çekilir, Barış sağa geçer Yaser de Baros'un yanına monte olur.
G.Saray fizik olarak Sivas'a çok iyi karşılık verdi ama saha içinde final paslarını atacak Lincoln gibi yaratıcı bir oyuncunun eksikliğini hissetti.
AHMET ÇAKAR: TUR ÇOK ZORDA (SABAH)
Galatasaray, Sivas gibi önemli bir takıma karşı oynarken yaratıcı oyuncularının eksikliğini çok hissetti. Bol pas yapması, ayağa oynaması avantaj gibi görünse de, aslında bal yapmayan arı misali. İleride bir tek Baros var. G.Saray sağdan soldan geliyor. Özellikle Sabri ile Aydın kendilerini parçalıyorlar. Ama yaptıkları ortalarda kafa üstünlüğü pek olmayan Milan Baros yalnız başına ne yapsın?
Son saniyelerdeki Ayhan'ın golü olmasa G.Saray için tur çok zor olacaktı. Aslında hala da çok zor. Kış şartlarında Sivasspor gibi bir takıma karşı Sivas'ta oynamak her babayiğidin harcı değil.
Hakemlerin tartışıldığı şu günlerde Hüseyin Göçek'i çok iyi buldum. Bir iki ufak tefek yanlışa rağmen maçı fevkalade yönetti. Keşke her maç bu kadar başarılı yönetilebilse.
EBRU KILIÇOĞLU: SİVAS KÂRDA ASLAN ZORDA (SABAH)
Rövanş mı? Aslında alakası yok. Ama ligde 'donakalan' Galatasaray, seyircisinden futbolcusuna kadar 'rövanş' muamelesi yapıyor Fortis Kupası çeyrek final karşılaşmasına. Diziliş, Galatasaray'ın bu seneki 'lig ideali', 4-2-3-1... Ama futbolcuları farklı olunca işlemiyor. Savunmadaki 'kriz' kısmi olarak çözülmüş ama bu sefer de orta saha 'bunalım'da... Buna bir de Sivas'ın 1- 9 sistemindeki(!) Çin Seddi de eklenince oyunun ilk yarısından bırakın gol, futbol beklemek hayal oluyor. Mücadele var aslında. Ama gol niyeti yok. Mevcut 'pozisyoncuklar', Galatasaray'a yazılıyor. Ama Arda ve Ayhan'ın imzasını taşıyan son vuruşların hiçbirisi, Sivas'ın başarılı 'oynatmam' taktiği yüzünden organize ataklardan gelmiyor. İlk yarı 'sindiren' Sivas, ikinci yarı 'saldıran' taraf olmak için değişikliklerle başlıyor oyuna. Ama Galatasaray bu sefer 11 kişi ve dahası 'ben de atacağım' derdinde. Hal böyle olunca oyun 'yaman olur körlerin dövüşü' halini alıyor. Senelerdir 'patlayacak' olan Aydın'ın yine 'patlayamaması', Barış'ın henüz 'cin' olmadığını dolayısıyla da adam çarpmayacağını anlayamaması, yedek kulübesinde hiç 'süpermen' olmaması ve Galatasaray'ın genel formsuzluğuna karşı, Sivas'ın 'çok basacağım ama çok da atacağım' çabasının yetersiz kalması kısır bir futbol bırakıyor sahada. Yine de bu görüntüden gol çıkartan, taktiğini iyi uygulayan Sivas oluyor.
HAKAN DİLEK: DİK DURMAK (FOTOMAÇ)
Hah işte kaymayan bir zemin, pırıl pırıl ortam, bayram yeri gibi bir stadyum, maça her haliyle hazır bir taraftar.... Eee? Daha ne istiyorsunuz diye sormazlar mı adama? Ne tekme atılarak sağa sola dağıtılacak buz parçaları ne de abuk subuk kararlarıyla adamı tilt edecek bir hakem var sahada. Olmayan ne peki? Olmayan Galatasaray gibi bir takıma yakışmayacak o telaş ve intikam duygusudur. "Ahh beni bu telaş öldürecek!" demişti şair. Aynen öyle oldu. Sivaslılar bir kale gibi durdukça, Galatasaraylı oyuncular asap bozukluğu yaşadılar. Halbuki işi bilmeyenlerin bile söyleyeceği bir gerçek vardı sahada; ayağa top oynayacaksınız, top mümkün olduğu kadar ayağınızda kalacak, az top kaybı yaşayacaksınız ve gol yollarına garanti top oynayacaksınız. Çünkü böyle bir taktiğe bilgisayar olsa dayanmaz.
İSMET TONGO: SİVAS'IN HAKKIYDI(FOTOMAÇ)
Sivas'taki lig maçında "Buz da dans" yapan iki takım İstanbul'da 13 derecelik mükemmel bir havada, bu defa kupa için karşı tarşıya geldi. Galatasaray oyuna başlar başlamaz rakip sahaya yerleşirken, tek amacı vardı. Kupa mücadelesini İstanbul'da bitirmekti. Buna karşılık Sivasspor ise "Nasıl olsa ikinci maç var, golsüzlük bize yarar" hedefi ile sahaya dizilmişti. İlk yirmi dakika içinde görüntü şuydu; Galatasaray geri dörtlüsünün iki yan adamı, hücum gücünü artırmak için ileriye kaymışlardı. Ayrıca Meira'nın takıma girişi savunmayı rahatlatmıştı. Orta sahada, Topal duruma hakimdi. Barış'a çok iyi demek mümkün değildi.
İkinci yarıda Sivasspor'un Balili ile üstünlüğü fark edilir hale geldi. Tabii Balili'nin golü de Galatasaraylıları çok endişelendirdi. Ama uzatma da Ayhan'ın attığı gol maçı berabere bitirirken avantajı da Sivas ele geçirdi.
ZAFER ERTEM: TUR CEPTE DEĞİL (FOTOMAÇ)
Üç gün önce lig maçında Sivas'tan boynu bükük dönen G.Saray, dün gece de beraberliği zor kurtardı. Hadi üç gün öncenin bahanesi boldu. Sakat ve kart cezalı oyuncuların sayısı 13'ü buluyordu. Sivasspor aslanlar gibi oynadı, iki net golle rakibini İstanbul'a kolu kanadı kırık gönderdi. Dün geceki maç G.Saray adına en azından bu yenilginin rövanşını hemen alma adına önemli bir fırsattı. Müzmin sakatların dışında üstelik takımda Sanctis, Lincoln ve Servet'in dışında eksik de yoktu. Ama G.Saray'da istek yoktu. Sivas, ilk yarıda sağlam oynadı, iyi kapandı rakibini sahasına sokmadı.
İşte basında çıkan yorumlar;
LEVENT TÜZEMEN: UYGUN MAT ETTİ! (SABAH)
Taktiksel olarak farklılığını ortaya koyamayan takımlar, Sivas'a karşı zor pozisyon üretirler, zor gol bulurlar. Bana göre Sivas, Süper Lig'de alan savunmasını ve taktik disiplini en iyi uygulayan takım. Sivas'ı yenmek için öncelikle taktik olarak güçlü bir hocaya sahip olacaksın. Skibbe'de bu zekanın olmadığı ve çapının G.Saray'ı yönetmeye yetmediği bir kez daha belgelendi.
Bir hoca takımını bu kadar mı tanımaz? Skibbe, Aydın'ı çıkarıp santrfor Yaser'i oyuna alıyor, sonra da sağ tarafa koyuyor. Yaser sağda oynayacaksa o zaman Aydın neden çıkıyor? Yapılacak hamle şu: Ayhan ikili göbeğe çekilir, Barış sağa geçer Yaser de Baros'un yanına monte olur.
G.Saray fizik olarak Sivas'a çok iyi karşılık verdi ama saha içinde final paslarını atacak Lincoln gibi yaratıcı bir oyuncunun eksikliğini hissetti.
AHMET ÇAKAR: TUR ÇOK ZORDA (SABAH)
Galatasaray, Sivas gibi önemli bir takıma karşı oynarken yaratıcı oyuncularının eksikliğini çok hissetti. Bol pas yapması, ayağa oynaması avantaj gibi görünse de, aslında bal yapmayan arı misali. İleride bir tek Baros var. G.Saray sağdan soldan geliyor. Özellikle Sabri ile Aydın kendilerini parçalıyorlar. Ama yaptıkları ortalarda kafa üstünlüğü pek olmayan Milan Baros yalnız başına ne yapsın?
Son saniyelerdeki Ayhan'ın golü olmasa G.Saray için tur çok zor olacaktı. Aslında hala da çok zor. Kış şartlarında Sivasspor gibi bir takıma karşı Sivas'ta oynamak her babayiğidin harcı değil.
Hakemlerin tartışıldığı şu günlerde Hüseyin Göçek'i çok iyi buldum. Bir iki ufak tefek yanlışa rağmen maçı fevkalade yönetti. Keşke her maç bu kadar başarılı yönetilebilse.
EBRU KILIÇOĞLU: SİVAS KÂRDA ASLAN ZORDA (SABAH)
Rövanş mı? Aslında alakası yok. Ama ligde 'donakalan' Galatasaray, seyircisinden futbolcusuna kadar 'rövanş' muamelesi yapıyor Fortis Kupası çeyrek final karşılaşmasına. Diziliş, Galatasaray'ın bu seneki 'lig ideali', 4-2-3-1... Ama futbolcuları farklı olunca işlemiyor. Savunmadaki 'kriz' kısmi olarak çözülmüş ama bu sefer de orta saha 'bunalım'da... Buna bir de Sivas'ın 1- 9 sistemindeki(!) Çin Seddi de eklenince oyunun ilk yarısından bırakın gol, futbol beklemek hayal oluyor. Mücadele var aslında. Ama gol niyeti yok. Mevcut 'pozisyoncuklar', Galatasaray'a yazılıyor. Ama Arda ve Ayhan'ın imzasını taşıyan son vuruşların hiçbirisi, Sivas'ın başarılı 'oynatmam' taktiği yüzünden organize ataklardan gelmiyor. İlk yarı 'sindiren' Sivas, ikinci yarı 'saldıran' taraf olmak için değişikliklerle başlıyor oyuna. Ama Galatasaray bu sefer 11 kişi ve dahası 'ben de atacağım' derdinde. Hal böyle olunca oyun 'yaman olur körlerin dövüşü' halini alıyor. Senelerdir 'patlayacak' olan Aydın'ın yine 'patlayamaması', Barış'ın henüz 'cin' olmadığını dolayısıyla da adam çarpmayacağını anlayamaması, yedek kulübesinde hiç 'süpermen' olmaması ve Galatasaray'ın genel formsuzluğuna karşı, Sivas'ın 'çok basacağım ama çok da atacağım' çabasının yetersiz kalması kısır bir futbol bırakıyor sahada. Yine de bu görüntüden gol çıkartan, taktiğini iyi uygulayan Sivas oluyor.
HAKAN DİLEK: DİK DURMAK (FOTOMAÇ)
Hah işte kaymayan bir zemin, pırıl pırıl ortam, bayram yeri gibi bir stadyum, maça her haliyle hazır bir taraftar.... Eee? Daha ne istiyorsunuz diye sormazlar mı adama? Ne tekme atılarak sağa sola dağıtılacak buz parçaları ne de abuk subuk kararlarıyla adamı tilt edecek bir hakem var sahada. Olmayan ne peki? Olmayan Galatasaray gibi bir takıma yakışmayacak o telaş ve intikam duygusudur. "Ahh beni bu telaş öldürecek!" demişti şair. Aynen öyle oldu. Sivaslılar bir kale gibi durdukça, Galatasaraylı oyuncular asap bozukluğu yaşadılar. Halbuki işi bilmeyenlerin bile söyleyeceği bir gerçek vardı sahada; ayağa top oynayacaksınız, top mümkün olduğu kadar ayağınızda kalacak, az top kaybı yaşayacaksınız ve gol yollarına garanti top oynayacaksınız. Çünkü böyle bir taktiğe bilgisayar olsa dayanmaz.
İSMET TONGO: SİVAS'IN HAKKIYDI(FOTOMAÇ)
Sivas'taki lig maçında "Buz da dans" yapan iki takım İstanbul'da 13 derecelik mükemmel bir havada, bu defa kupa için karşı tarşıya geldi. Galatasaray oyuna başlar başlamaz rakip sahaya yerleşirken, tek amacı vardı. Kupa mücadelesini İstanbul'da bitirmekti. Buna karşılık Sivasspor ise "Nasıl olsa ikinci maç var, golsüzlük bize yarar" hedefi ile sahaya dizilmişti. İlk yirmi dakika içinde görüntü şuydu; Galatasaray geri dörtlüsünün iki yan adamı, hücum gücünü artırmak için ileriye kaymışlardı. Ayrıca Meira'nın takıma girişi savunmayı rahatlatmıştı. Orta sahada, Topal duruma hakimdi. Barış'a çok iyi demek mümkün değildi.
İkinci yarıda Sivasspor'un Balili ile üstünlüğü fark edilir hale geldi. Tabii Balili'nin golü de Galatasaraylıları çok endişelendirdi. Ama uzatma da Ayhan'ın attığı gol maçı berabere bitirirken avantajı da Sivas ele geçirdi.
ZAFER ERTEM: TUR CEPTE DEĞİL (FOTOMAÇ)
Üç gün önce lig maçında Sivas'tan boynu bükük dönen G.Saray, dün gece de beraberliği zor kurtardı. Hadi üç gün öncenin bahanesi boldu. Sakat ve kart cezalı oyuncuların sayısı 13'ü buluyordu. Sivasspor aslanlar gibi oynadı, iki net golle rakibini İstanbul'a kolu kanadı kırık gönderdi. Dün geceki maç G.Saray adına en azından bu yenilginin rövanşını hemen alma adına önemli bir fırsattı. Müzmin sakatların dışında üstelik takımda Sanctis, Lincoln ve Servet'in dışında eksik de yoktu. Ama G.Saray'da istek yoktu. Sivas, ilk yarıda sağlam oynadı, iyi kapandı rakibini sahasına sokmadı.