Yazarların Fenerbahçe analizi
Kanarya Özer'in yıldızlaştığı gecede Altay'ı kupada farklı yendi... Spor yorumcuları köşelerinde F.Bahçe için şunları söyledi...
Semih Yuvakuran -Özer, Fenerbahçe'ye çok şey katıyor-Zaman
Ligi lider olarak tamamlayan Fenerbahçe, Türkiye Kupası'na da gözünü dikti. 26 yıldır kupaya hasret olan Sarı-Lacivertliler, hep son anda kaybettiği şampiyonluğu bu sene çok arzu ediyor.
Fenerbahçe, uzun senelerdir Süper Lig hedefiyle yanıp tutuşan ve hep çıkmayı kılpayı kaçıran İzmir ekibi Altay'la karşılaştı. Altay tecrübesiz bir takım. Ancak 35. dakikaya kadar çok iyi mücadele ettiler. Futbolu çirkinleştirmeden ve korkusuzca F.Bahçe'nin üzerine gittiler. Dün akşamki karşılaşma, son dönemde yıldızı parlayan ve F.Bahçelilerin sevgilisi haline gelen Özer Hurmacı'nın maçıydı. Özer, oynadığı futbol ve attığı gollerle "Beni izlemeye devam edin." diyordu. Genç Özer, hem Milli Takım'a hem F.Bahçe'ye çok şeyler katacak. Bu form grafiğini hep korumalı ve üzerine koymalı.
Sarı-Lacivertliler, kaptan Alex, Volkan Demirel, Güiza, Gökhan Gönül ve Emre Belözoğlu'ndan yoksun bir kadroyla mücadele etti. Daum, yedek ağırlıklı bir kadroyla oynadı. Alman hocanın, kulübeyi sadece bu maçlarda hatırlamaması gerekiyor. Bu tip maçlar yedekler için de bulunmaz bir fırsattır. Daum'a sesleniyorum: "Yedekleri sadece bu maçlarda hatırlama, ligde de oynat. Eğer böyle yaparsan oyuncuların performansını artırırsın." Son haftaların suskun yıldızı Mehmet Topuz ise iyi oyununu golle süsledi. Daum'a soruyorum: Neden ısrarla Bekir'i sağ bekte oynatıyorsun? Evet, her oyuncu her yerde oynar ama, sen onu en iyi performansı alacağın yerde oynatırsan takım için daha iyi olur. Sol bekte forma giyen Dos Santos, Roberto Carlos'u aratmayacak gibi. Brezilya Milli Takımı'nda da bu bölgede mücadele eden Santos, zayıf Altay karşısında güzel bir futbol ortaya koydu.
Kaleci Volkan Demirel'in yerine görev yapan Volkan Babacan'ın performansını da beğendim. Volkan, biraz daha çalışırsa Volkan Demirel'i keser diye düşünüyorum. Bir çift söz de golcü Semih Şentürk için söylemek istiyorum: Önceki senelerde oynadığın her maçta goller atardın. Oyuna girdiğin andan itibaren gol atmak için büyük çaba gösterirdin. Ne oldu sana Semih? Çalışmazsan gol yollarında etkili olamazsın. Bir an önce kendini toparla. Çünkü sana yakışan da bu. Fenerbahçe seyircisinin sana ihtiyacı var.
Son olarak taraftara... Bu tip maçlara nedense Fenerbahçe taraftarı ilgi göstermiyor. Bunu çözemedim. Esas böyle maçlara geleceksiniz ki hem takımınızı destekleyip hem de bol gol görme fırsatını yakalayacaksınız
Erdoğan Şenay -Öksüz Seneler- Milliyet
[page_end]Erdoğan Şenay -Öksüz Seneler
Fenerbahçe - Altay kupa oyununu seyrederken insan, sahadaki yarışma kadar Altay klasiğinin hatıraları içinde düşünce tüneline kapılıp “İzmir’imiz futbol olarak neden birinci ligde olabilme rütbelerinden uzaklarda yaşıyor?” hüzünlerine dalıp gidiyor...
Fenerbahçe, bilinen özellikli yedekleriyle donanımlı bir ekip anlayışıyla oynuyordu Altay’la... Orta alandaki top kapma kapışmalarından genellikle sarı-lacivertli ekip galip çıkıyor, başta Özer Hurmacı olmak üzere Mehmet Topuz - Cristian - Santos - Semih - Deniz ve Bekir gibi usta ayaklarda kalan toplar süratle Altay kalesine doğru gol yaratma pasları olarak yönleniryordu...
Bu oyun bir kupa maçıydı. Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası yarışmalarında lider olmak konusunda çeyrek asrın üstünde bir “kazanma rötarı” vardı. Sarı-lacivertli camia bu “öksüz geçen seneler” adına üzüntülü zamanlar yaşıyordu işin doğrusu... İşte, Fenerbahçeli futbolcular bu sene bu meseleyi bir onur konusu haline getirirlerse o zaman gruptan sıyrılıp çıkmak ve finallere ulaşıp bu nasırlaşmış hasreti bitirmek başarısı doğabilir sarı-lacivertli forma ve camiası için...
Ayrıca TRT’nin ve Ziraat Bankamı’zın bu kupaya sponsor olmaları da Türkiye Kupası’nı bir anda renklendirip cazip bir hale getiren önemli bir “futbolu sahiplenme başarısı” olarak yorumlanmalıdır.
Bu arada ligin ilk haftasından dünkü Altay maçına kadar yansıyan bir “doğru ikili” üstünde göz gezdirmeliyiz... Lugano - Bilica ikilisi sarı-lacivertli kadroda adeta “temel taşları” oldular ilk yarının başarı çizgilerinde...
Hassas çalışmalar
Rakipleri karşılarken veya hücuma uzanırken öylesine içten ve akılcı bir görev paylaşmasıyla yapıyorlar ki işlerini, doğrusu bu önemli bölgedeki hassas çalışmalar Fenerbahçe’nin bu sezonki en zengin ve en başarılı fotoğrafı olarak izleniyor sarı-lacivertli kadroda...
Özer ve Mehmet Topal’ın dünkü tempolu çalışmaları, golleri, takıma uyumları ve teknik kapasiteleri konusundaki incelikli oyunlarını dikkatle izlersek Fenerbahçe’nin gelecek zamanlardaki zorlu oyunlarında takımdaki bazı kontrolsüz ve sinirli olmayı meziyet zanneden şöhretli(!) isimleri korkarız soyunma odasında kolayca forma bulmakta zorlanacaklardır.
Selçuk Yula -Kupayı da istiyorlar- Fotomaç
[page_end]Selçuk Yula -Kupayı da istiyorlar
Dünkü mücadele Daum'un rotasyon yapma bakımdan en uygun maçıydı. Bunu da yaptı. Fakat sahaya çıkan 11'e baktığımız zaman bu takımın da ligimizde rahatlıkla şampiyonluğa oynayacağını görebiliriz. Fenerbahçe'nin kadrosu geniş ve bütün futbolcular ülkemizin kalbur üstü isimleri. Ortada önemli bir gerçek var. O da Fenerbahçe'nin 27 yıldır kupaya hasret olduğu gerçeği. Daum da bunun farkında. O yüzden savunmayı Lugano, Bilica ve Santos'la sağlam tutup Bekir'i Gökhan Gönül'ün yerine konuşlandırdı. Gökhan Gönül'e bir alternatif aradığı ortada ama bence Bekir, Lugano ve Bilica'nın en iyi alternatifi olur. Geçen sene Antep'te yılın stoperi seçilen bir futbolcuyu yerinden ayırmamak gerekir diye düşünüyorum. Daum, Carlos gittikten sonra Santos'u yeni bölgesine ısındırmaya çalışıyor. Ama Santos, zaten Brezilya Milli Takımı'nda o bölgede oynuyor, ısınmış durumda. Fazla zorlamaya gerek yok.
Babacan güven verdi Aynı Mehmet Topuz da sağ kanatta Daum tarafından ısındırılmaya çalışılıyor. Her geçen gün aşama kaydediyor. Yerini buldu diyebilirim. Özer'in F.Bahçe'yi uzun yıllar taşıyabilecek bir futbolcu olduğunu sürekli söylüyoruz. Daum onu sağ kanat yaptı, sol kanat yaptı, dün de Alex'in yerinde denedi. Artık Fenerbahçeliler rahat olmalı. Çünkü Alex'in yokluğunda kara kara düşünmeyecekler. Özer bu bölgede muhteşem işler yaptı. Nefis asistlere, gollere imzasını attı. Fenerbahçeli futbolcular tatile girmemiş, bu belli. Böyle olunca da kendilerinden çok daha zayıf olan Altay'la aralarındaki farkı hissettirdiler. Altay gücü oranında direnmeye çalıştı ama yapabilecekleri bir şey yoktu. Volkan Demirel'in yokluğunda Volkan Babacan yaptığı iki kurtarışla ve kendinden emin hallerle güven verdi. Dün gece elbette oynamayan futbolculara daha dikkat ettik. Uğur Boral'ın bu takımda mutlaka düşünülmesi gerektiğini de gördük. Ve gördük ki Avrupa ve ligden sonra Fenerbahçe çok ciddi bir şekilde kupaya da asılıyor. 27 yıl önce Mersin'deki final maçında golü atıp kupayı kazandıran bir futbolcu olarak bu hırsı görmek beni ziyadesiyle mutlu etti.
Can Çobanoğlu -Hurmacı lezzeti- Fanatik
[page_end]Can Çobanoğlu -Hurmacı lezzeti
Oynaması gereken bölgede oynadığında 'Hurmacı'nın lezzeti'ne tanık olduk hep birlikte. Seyircisiz maçların sanki devamı oynandı dün Saracoğlu’nda. Az sayıda gelen ile çok esen rüzgar golü fazla, kalitesi az gece yaşattı taraftarlara. Altay, kendi liginde çok gol yiyen, Fenerbahçe de sahasında çok gol atan bir takım olarak bekleneni yaptılar. Fenerbahçe’de Alex ve Emre olmadığı zaman neler olduğunu gördük bir anlamda. Önce onu söyleyelim: Kanaryalar, topa çok hakim görünüyorlar, doğru işler yapıyorlar ama adrese uzun yoldan gidiyorlar. Oysa usta Alex ile onu parlatan Emre oynadığında, motorlu kurye gibiler. Trafiğe takılmadan, kestirmeden adresi buluyorlar, gecikmeden golü tabelaya yazdırıyorlar. İlk yarıda yüzde 66 topla oynamasına rağmen Fenerbahçe, bunun karşılığında gol pozisyonu bulamadı. Bu da yukarıda söylediğimizin bir kanıtı olsa gerek. Para da verseniz, unvan da taksanız, Türkiye Kupası maçları ne beklenen heyecanı veriyor, ne de önemseniyor. Ama iyi bir tarafı var; görmediklerini hem taraftarlar hem teknik adamlar görme fırsatı buluyorlar. Dün gece de Kadıköy’de doğru yerde, daha doğrusu oynaması gereken bölgede oynadığında ‘Hurmacı’nın lezzeti’ne tanık olduk hep birlikte. Fenerbahçe için hep birlikte büyük kazanç olacağını düşünüyorduk. O da Kadıköy gecesinde bunu ispatladı. Serbest oynatılınca futbol zekasıyla, rakibi iyi kontrol ederek boşluklarına hem doğru koşular yaptı, hem arkadaşlarına pozisyon yarattı, hem de kendisi gol buldu. Çizgiye hapsedilince durum böyle değildi. Süper Lig’in ağır topu, 1. Lig’in genç ekibine antrenman kıvamında bir oyunla rahat üstünlük sağladı.
Yalçın Türk -Özer, Alex olabilir- Fanatik
[page_end]Yalçın Türk -Özer, Alex olabilir
Altay karşısında Fenerbahçe'nin Alex'i, Özer oldu. Fenerbahçe ile Altay kadro kalitesi bakımından elbetteki mukayese edilemez. Ev sahibinin toplam değerinin, misafirden çok fazla olduğu kesin. Ancak yedek ağırlıklı liderin, ilk organize atağını karşılaşmanın 35. dakikasında yapması çok şaşırtıcı. Uğur’un kesip, Mehmet’in kafayla yaptığı asisti, Özer golle noktaladı.
Altay, çok adamla savunma yapmadı. Sertliği düşünmediği gibi, güçlü rakibi karşısında ofansif anlayıştan taviz vermediler. Şayet Fenerbahçe de, rakibine erken cevap gönderse, tribünler daha da havaya girerdi. Gol sonrası Fenerbahçe ağırlığını bariz şekilde hissettirdi. Tempoyu yükselttiler. Fantaziye kaçsalar da pas trafiğine hız vererek, rakip sahada daha fazla kaldılar. İzmir ekibi de geride olmasına rağmen, dağılmadı. Topa sahip oldukları her pozisyonda gol için oynadılar. Altay karşısında Fenerbahçe’nin Alex’i, Özer oldu. Genç futbolcu, iki gol atmasının yanı sıra, kendisine verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalıştı. Özer kondisyon açığını kapatırsa, gelecekte Christoph Daum’un önemli silahlarından biri olabilir.
Şükrü Saracoğlu Stadı’nın tarlaya andıran zemininde, iyi futbol oynamak için tüm gayretlerini ortaya koyan iki takım futbolcularını da kutlamak gerekir.
Altan Tanrıkulu -Özer De Souza- Hürriyet
[page_end]Altan Tanrıkulu -Özer De Souza
ZİRAAT Türkiye Kupası’nda grubundaki ilk maçta Altay’ı farklı yenen Fenerbahçe, hem maçı hem de genç starı Özer Hurmacı’yı kazandı: 3-0.
Sakatlığı sonrası yıldızını parlatmaya başlayan klas oyuncu başarısını iki şık golle taçlandırıp, ayakta alkışlanırken, Mehmet Topuz da Altay filelerini havalandıran diğer isim oldu.
Fenerbahçe’de devrenin sonu iyi geldi. Şimdilik üç kulvarda iyi sonuçlar var. Ama sezonun ikinci yarısında iki devre daha oynanacak. Biri Lille maçına kadar, diğeri Lille sonrası. Fenerbahçe devre arasını iyi geçirmek zorunda. Aykut Kocaman’ın hamlesiyle takım Alex’e endeksli takım olmaktan çıkmaya başladı. Alex de mutlu artık. Çünkü kendisinin bir şeyler öğreteceği kapasitede bir yıldız var takımda. Hagi, Emre’ye çok şey kattı. Alex de Özer’i hazırlıyor şimdi. İdmanlarda herkes içeri giriyor, Alex’le Özer frikik yarışı yapıyor, şakalaşıyor. Seyirci de maçın sonunda “Özer Alex gibi” tezahüratıyla onu ödüllendirdi..
Özer’in yeri
Fenerbahçe hem ligi hem de Avrupa Ligi’ni lider bitirirken ofansif işlerin yapımında 4 oyuncusu öne çıktı. Geriden oyun kuran Emre, Alex, Güiza ve Gökhan. Dün bu dörtlü yoktu. Özer takımın geleceği olacağını gösterdi. Sol çizgide oynadığı zaman çok verimli olamıyor. Daum eğer bir formül bulur Özer’i Güiza-Alex ikilisinin arkasına yerleştirirse Fenerbahçe oynaması gereken futbolu da oynar. Bana ilginç gelen başka bir nokta da 23 yaşına gelen Özer’in şimdiye kadar neden A Milli Takım’ın banko oyuncusu olmadığı.
Topsuz oyunda yoktu
Mehmet Topuz’u 8.5 milyon Euro’ya transfer etti Fenerbahçe. Üstüne her iki ayağını kullanan, çok süratli Gökhan Emreciksin’i verdi. Gökhan Kayseri’nin en formda isimlerinden biri. Gece hayatı var diye gönderildi.. Mehmet ise sürekli ilk onbirde olmasına karşın Özer’in kısa sürede yaptığı patlamayı yapamadı. İki maçtır öne koşu yaparak oynuyor. Dün bir asisti, bir golü vardı. Ligin ikinci yarısında skora etki edip, saha içinde dünkü gibi öne doğru topsuz koşular yaparsa ayakta kalır. Çünkü son iki maça kadar topsuz oyunda olmayan bir Mehmet vardı sahada.
Hakan Yaşar -Özer de Souza!- Vatan
[page_end]Hakan Yaşar -Özer de Souza!
F.BAHÇE takım olarak rölanti oynadı.. Gerektiği kadar zorladı. Sonuçta net bir galibiyet aldı. Garip olan 3 maçı üst üste kaybetmiş, “yedekleri fıss” denen kadronun 4x4’lük dirilişi.. Aziz-silin’den öte bu durum bir kapasite meselesi. Demek ki bu oyuncu grubu istediğinde birşeyleri başarabiliyor.
ALTAY, Bank Asya’nın formda takımlarından birisi. 13 şut attılar ki, bu F.Bahçe’nin ‘rahat’lığından kaynaklandı.. Rakibe zor açıdan şut imkânı verdiler. O kadar! İpleri elde tutan, konsantrasyonu-motivasyonu sağlam F.Bahçe izledik..
ASIL izlediğimiz ise Özer’di.. Pardon! Özer de Souza... Alex’in çok koşanı bu genç yıldız. İlk kez 10 numara pozisyonunda oynadı.. Daum ona ait olduğu yerde forma vererek iyi de etti.. Alex’in saltanatını bitirecek, Kaptan gittiğinde “Yeni Alex hazır” dedirtecek performanstı Özer’inki. Onu Kadıköy’ün patates tarlası zemini de durduramadı...
BİLEN bilir.. Ben zaten Özer’e bayılıyorum.. Dünkü mükemmel oyunu, sağıyla kestiği müthiş kavisli kornerler, harika vuruş tekniği ile attığı 2 gol, Cristian’la taktik konuşacak kadar takım liderliğini göstermesi kesinlikle tesadüf değil.. Zaten o, 12 Aralık’taki röportajında “2010’da patlayacağım” demişti.. Beklediğimiz patlamayı erkene aldı..
EĞER top sevdasından kurtulur, daha çabuklaşırsa çok büyüyecek. Türk futbolunun yeni değeri o.. Daha önemlisi yıllardır 10 numara arayan Türkiye’nin ilacı olacak.. Ve ümit ediyorum ki Arda-Özer elele, Türkiye 2012’ye gidecek.. F.Bahçe ise onu getiren Aykut ‘Üstünel’(!)e teşekkür etmeli..
ÖZER’İN ardından maçın en iyisi Deniz Barış.. F.Bahçe’yi öyle güzel organize etti ki, Özer’i de parlattı.. Savunmanın önündeki emniyet sübabıydı.. Harika dikine paslar attı. İştahı mükemmeldi. Ama Daum, kondisyonunu 90 dakika için yeterli görmediği için oyundan aldı.. Deniz F.Bahçe’yi, F.Bahçe Deniz’i özlemiş.. 2010’da Deniz-Emre, Cristian-Emre’yi zorlar.. Rekabetten de F.Bahçe kazanır..
TOPUZ’UN yerine alışması, Bekir’in “Ben de varım” inadı, Uğur’un klasikeşen istikrarsızlığı, Santos’un fiziksel yetersizliği maçın diğer dikkat çeken mesajları.. Ancak ben en çok Semih’e üzüldüm.. Oynamadıkça paslanmış. Resmen bitik. Moral, motivasyon, kondisyon olarak. Dilerim toparlar. Çünkü F.Bahçe’nin şu an ihtiyacı olan en önemli şey golcü. Güiza’ya hiç güvenilmez...
F.BAHÇE ilginçtir sezonu iyi başlayıp iyi bitirdi. Bir ara fena sendeledi. Derslik olaylar yaşadı... Bir transferle bu F.Bahçe, 2010’da “İki kupanın favorisi”.. Aksilik olmazsa da bunu başarır...
Alaattin Metin -Oyna artık kardeşim- Akşam
[page_end]Alaattin Metin -Oyna artık kardeşim
Altay, genç, koşan iyi mücadele eden bir takım. Fenerbahçe karşısında üç gol yemesine rağmen ezilmedi. Oyunu da çirkinleştirmedi.
Ancak benim iki kişiye kafam takıldı.
Semih, güçsüz, isteksiz ve ağır.
Topu iyi saklayan, takımını rahatlatan, gol bölgelerinde son vuruşu iyi yapan Semih yok.
Mehmet Topuz'u da anlayamıyorum.
Bir kere hücuma destek verdi, golünü attı ama onun dışında yoktu.
Topu ayağına aldığı vakit çabuklaşan, dikine oynayan ve sert şutlar atan Topuz'u hiç izleyemedik. Sekiz maçtır ilk on birde oynamasına rağmen beklenen patlamayı bir türlü yapamadı.
Oysa Özer, üç maç oynadı, ne olduğunu herkese gösterdi.
Bak kardeşim;
Özer formayı kaptı. Uğur bağıra bağıra oynamak istiyor. Deniz, çok uzak ihtimal de olsa Emre ve Cristian ile on bir için mücadele ediyor. Deivid, oynamak için can atıyor.
Sen, 'Gol sıkıntım var, bir atsam açılırım' diyordun. Onu da attın. Hadi ligin ikinci yarısında sahneye çık da; Fenerbahçe'ye bir-iki maç kazandır.
Takımın oyun disiplini, tek top oynama düşüncesinde gelişme var.
Ancak.
En büyük sorun. Zemin.
Teknik oyuncusu çok fazla olan Fenerbahçe için bu zemin avantaj değil, risk. Hatta fizik gücü yüksek oyuncular için de sakatlanma riski taşıyan bir alan. Devre arasında tedbir alınmazsa, ligin ikinci yarısındaki fikstür avantajı, riske dönüşebilir.
Necati Bilgiç -Harika dublör!- Fotomaç
[page_end]Necati Bilgiç -Harika dublör!
Fenerbahçe, Türkiye Kupası'na baştan sona farklı bir skorla başlayarak burada da lider oldu. Geçen sene Aragones'in yaptığını, bu sene Daum da tekrarlayınca bir "Pendikspor faciası" yaşanmadı ve Bank Asya Birinci Lig'in güçlü takımı Altay karşısında 3 gollü bir galibiyet aldı. "Sabreden derviş muradına ermiş" diye bir atasözümüz var. Sarı-lacivertliler de oyunda üstün oynamalarına rağmen skor yapmakta acele etmeyip kontrollü bir futbol sergileyerek golleri arka arka sıraladılar. Maç, daha farklı bir sonuçla bitebilirdi ama Altay kalecisi Soner, ilk yarıda üç mutlak golü kurtararak ilk devrede kalede büyüdü. Ama ikinci yarıda yerden şutları kurtarmakta aynı başarıyı gösteremeyince fark açıldı.
Hakem iyi yönetti
Maçın yıldızı tribündeki az sayıdaki taraftarları büyük sevince boğan kaptan Alex'in görevini üstlenen Özer'di. 83 dakika oyunda kalıp, birinci ve üçüncü golleri atan Özer, bir bakıma benim görüşümü de desteklemiş oldu. Çünkü sol kanattan alınmış ve orta sahada serbest oynama görevi verilmişti. Bütün kornerleri atan ve arkadaşlarına iyi paslar veren Özer, alkışlar arasında yedek kulübesine giderken Alex'e iyi bir dublörlük yapmanın mutluluğunu da yaşıyordu. Özer'den sonra Mehmet Topuz da golcülüğünü gösterme fırsatı buldu ve skora katkı sağladı. Önemli eksiklerine rağmen Fenerbahçe'de dün akşam görev yapan futbolcular (Deniz ile Deivid hariç) hocalarını memnun ettiler. Maçın hakemi Özgüç Türkalp, oyunu yakından izledi, topa yapılan müdahaleleri gözden kaçırmayarak sonuçta oyunu iyi yönetti. Sadece 61. dakikada Semih'e ceza sahası civarında Ömür'ün yaptığı faulü gözden kaçırdı.
Ziya Şengül -Bakla tarlasında Özer ışıl ışıl parladı!- Star
[page_end]Ziya Şengül -Bakla tarlasında Özer ışıl ışıl parladı!
Türkiye Kupası’nın çeyrek asrını geçen dönemi içinde Fenerbahçe’yi turnuvanın içinde bir türlü görememiştik! Geçmişlerde bakarsak... Şampiyon Fener... Lider Fener... Kupada ise yerlerde sürünen Fener’di... Bu sezon hem lig şampiyonu, hem kupa şampiyonu olmasını beklediğimiz bir Fenerbahçe’yi görmek istiyoruz.
Oyuna bakıyorum, maçın başında Semih kardeşim, kolay gol olacak topları kaçıran olmaya başladı. Hem de kale dibinden! Sanki dublörü Güiza’nın fotokopi makinesinden çıkmış gibi!.. Şaşırttı resmen bizi... Saracoğlu zemini bakla tarlasını andırmaya başladı. Görüntü pek de yakışıklı gözükmüyor. Saha kötü, TV çekimi kötü, Fenerbahçe 3 gol atmış olsa bile, futbol da kötü. Her iki takım adına iyi olmaları da bu koşullarda mümkün gözükmüyordu.
Altaylı Musa’nın ilk yarı başında gol topunu kaleci Volkan akıllı bir şekilde engelleyen oldu. Daha sonra Semih’in el-kafa karışımı sayılmayan golü, doğru bir hakem kararıydı. Özer’in attığı şık gole zevk-i keyif alan adam oldum... İkinci yarı Topuz, Fener’in gollerini ikilerken, bu pozisyonu ayarlayan Dos Santos’un ince ayar zekasını da belirtmeden geçemeyeceğim.
Daum uyanık bir teknik adam. Hele böyle kafasına cuk oturan bir maç yakalarsa, skoru da bulursa; hani neredeyse yedek kulübesinin tamamını sahaya sürdü. İyi de yaptı. Mavi boncuk dağıtan sempatik teknik adamlığı oynadı.
Özer’e ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Alkışlara layık... Yakışıklı goller atan, iyi bir futbol sergileyen adamdı. Hem de bu bakla tarlası Saracoğlu’nda...
Altay kendi liginde iddiasını sürdüredursun, neden rakibi Fenerbahçe’den korkan, ürkek oynayandı, onu da bir türlü çözemedim. Pozisyon bulmak istedi, buldu da ama umduğunu değil, bulduğunu aldı.