Yıldırım'dan olay yaratan sözler!
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım Habertürk'e bir konuştu, pir konuştu. Yıldırım'ın olay yaratan açıklamaları...
“2006’da yaşadığımız travmayı atlatabilmek hiç de kolay değildi. Denizli’de şampiyonluğun kaçtığında fenalık geçirmedim. İzmir’deki Fortis Türkiye Kupası finalinde mi fenalık geçireceğim? Sonunda bu bir yarış. Bu yarışta biz her zaman var olacağız ve bir gün mutlaka Türkiye Kupası’nı kazanacağız.”
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ilk kez böyle konuştu. Sarı-Lacivertli kulüpteki 10 yıllık iktidar döneminden sonra, yeniden aday olan başkan Yıldırım, geçmişe damgasını vuran tüm olaylara bir bir açıklık getirdi. İki saat süren röportajda Aziz Yıldırım, Denizli’de yaşanan ve asla unutulmayan travmadan, 26 yıldır kazanılamayan Fortis Kupası’na, Tuncay, Aurelio ve Appiah ile ilgili görüşlerine, Galatasaraylılar’ı çok kızdıran “UEFA Kupası tesadüf” sözlerinin açılımına, Aragones hakkındaki sözlerine, gelecek için umutlarına, seçim için görüşlerine yer verip, adeta içini döktü. Habertürk Spor Yayın Yönetmeni Halil Özer ile Tahir Kum’un sorularını yanıtlayan Aziz Yıldırım’ın bu tip röportajını, belki bir daha diğer gazetelerde göremeyeceksiniz. Fazla konuşmayı sevmeyen, medya ile ilişkilerini her zaman sınırlayan Yıldırım, son 10 yıllık dönemde de çok az konuştu. Kim bilir belki de bu, gelecek 3 yıl için de yapılmış son röportaj olacak. İşte bu yüzden tarzın dışına çıkarak, sorularımıza yer vermeden, sadece Yıldırım’ın tüm söylediklerini sayfalarımıza yansıtmaya çalıştık.
DENİZLİ’DE NASIL KAYBETTİĞİMİZİ HERKES BİLİYOR!
Denizlimaçında şampiyonluğa ulaşsak, en az 5-6 sene üst üste zafer yaşardık. O maç, F.Bahçe için kırılma noktası oldu. Bizim o sezon, hangi şartlarda, nasıl şampiyonluğu kaybettiğimizi sizler benden iyi biliyorsunuz. Bir daha geri dönüp bu konuda konuşmanın anlamı da yok. 18 dakika uzatmayı niye oynadık?
Ben Denizli’de şampiyonluğu yitirdiğimiz maçta fenalaşmadım da, İzmir’deki Fortis Kupası finalinde mi fenalaşacağım? Görüyorsunuz ki, Fortis Kupası bizimle bu kadar önemli bir hale geldi. Kaybetsek bile kupaya katkı sağlıyoruz. Benim zamanımda 4 kez final oynadık, 4’ünü de kaybettik. Bu bir yarıştır. Bu yarışta F.Bahçe var olacaktır. Sonunda bu kupayı elbet bir gün alacağız. Bu kadar dert etmeye gerek yok. Gazeteler maçtan sonra fenalık geçirdi, ayıldı, bayıldı diye yazmış.
Bu yalan. Ben 2006’da bir travma geçirdim, orada böyle olmadı. Biliyorsunuz o travmadan sonra ertesi sene biz şampiyon olduk. Başka bir kulüp Denizli’de bizim yaşadığımızı o travmayı yaşasaydı kolay kolay atlatamazdı. Son dakikada şampiyonluğu kaçırıyorsunuz. Başka bir kulüp böyle bir travmadan 1 yıl sonra şampiyon olamazdı. Biz o 100. yılda şampiyon olduk.
NEDEN SOYUNMA ODASINA YİNE İNERİM DEDİ? CEVABI BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]
‘SOYUNMA ODASINA YİNE İNERİM’
Aziz-silin diyorlar, yok böyle bir şey. Kendileri söylüyorlar. Bakın Türkiye’de yapılan yanlışlık şu. Çok net konuşalım. Spor yazarları ve yorumcular olayları işlerine geldiği gibi empoze etmeye çalışıyorlar. Ben bu kulübün başkanıyım, diğer arkadaşlarda diğer kulüplerin başkanı ve yöneticileri. Bu kulüplerin sorumlulukları biz başkanlara verilmiş. Eğer bize bir sorumluluk verilmişse, bunun gereği ne yapılması gerekiyorsa onu yapmamız lazım. Soyunma odasına girmemeğer kazanmamız için gerekiyorsa, oraya girmem lazım. Çünkü hesabı kimse değil, kongre üyelerine ve taraftara ben veriyorum.
Bu hakkım, tabii hakkım. Bizlerin hakkı bu. çünkü bu sorumluluk bende. Bugün avrupanın çok önemli takımları geldi bizim stadımızdamaçlara çıktı, onların başkanlarında yöneticilerinde de bunu gördük. Bu onlarda da var. O Avrupa’nın önemli kulüp başkanlarını burda ben soyunma odasına götürdüm. Bakın Milan’ın başkanı istedi, Galliani’yi maçtan önce de ortasında da soyunma odasına ben götürdüm.
Real Madrid buraya geldi burda, oraya gittik orda gördüm, başkanı devre arasında soyunma odasına giriyor. Ben sorumluyum ama ben işe karışmayacağım zaman neden sorumluyum. Öyle bir şey olabilirmi ? Hem sorumluyum hemde hiç bir şeye karışmayacağım, böyle saçma bir şey olur mu, ben hata yaparsam, o zaman eleştirirsin, ben hocaya dersem şunu oynat bunu oynat o zaman hata yapmış olurum.
Gidip soyunma odasına oyuncularına bir şey söylemen bırakın başkan olarak, bir abi olarak onların bir büyüğü olarak lazım. İnsanız etkileniriz. Ben zor durumdayken bir büyüğümgelse, onu dinlerim, tecrübesinden faydalanırım. Ben ondan bir enerji alırım. Biz bir şey yapmayalım, sonunda fatura bize gelsin olurmu öyle şey. saçma. Başka kulüp başkanları Türkiye’de sanki soyunma odasına girmiyormu, giriyor, takımları da yapıyorlar. Ama bu eleştirilmiyor. Burda benimşahsıma karşı bir şey var.
BU YIL BAŞARISIZ DEĞİLİZ
Aslında bu sezon başarısız olmadık. Hata da yapmadık. Neden? Kimleri getirdiğimize bakın. Teknik direktör kim? En iyi ismi getirdik, Zico ile ilgili bunu söyleyebilirdiniz, ‘hata’ diyebilirdiniz. Başarılı olmuş bir adamı antrenör olarak getirdik. Sonra İspanya gol kralını getirdik. Adamı herkes övdü. Herkes iyi şeyler söyledi. Güiza buraya gelmeden önce maçlarını yayınlayıp yorumlayan, yere göğe sağdıramayanlar (kim olduğunu biliyorsunuz), geldikten sonra her gün onu kötüledi. Emre? Bugün baktığınızda, Emre gibi kaç oyuncu var? ‘Başarısız olmadık’ derken, yine de Türkiye’de 2 takım Şampiyonlar Ligi ön elemesine gitti, şampiyon olan takım gruplara kalamadı biz kaldık. Kupada da final oynadık.
GEREKİRSE YİNE ADAY OLURUM
Değişimi tamamlamak için 3 yıl daha görev yapmak istiyorum. Bunun için tekrar aday oldum. Bu 3 yılda değişim de biter. 3 yıl sonra devam eder miyim, bilemem. Şartlara bakacağız. Gerekirse yine aday olurum. Gelecek için önyargım yok. Benden sonraki ismin beni aratıp aratmaması önemli değil. Önemli olan F.Bahçe’ye başkanlık yapıp yapmaması. Spora sadece futbol, şampiyonluk olarak bakılıyor. Görevi bırakırken, takımı şampiyon yaparak bırakalım da, ‘Şampiyon yapıp da bıraktılar’ desinler diye 3 yıl daha aday oldum.
EURO 2008 FİNALLERİ BİZİ YORDU
Bence, bizimve Galatasaray’ın bu sezonki sorununun temeli yorgunluk. Ayrıca çok sakatlık yaşadık. Euro 2008 finalleri bizim gibi Milli Takım’a en çok oyuncu veren iki takımı etkiledi. Sezon başı hazırlıklarını bu yüzden yapamadılar. Geç başladık.Milli takıma çok fazla oyuncu vermenin zararını çektik. Ama bu, ülke menfaati için yapılan bir şey, varsın zararını görelim. Bu yüzden saygıyla karşılıyoruz...
Futbolcularımıza baktığınız zaman maddi olarak profesyoneller ama yaşantılarında ve sahada profesyonel değiller. Zamanla yabancılar Türk futbolculara uyuyor, onlar da profesyonelliğini kaybediyorlar. yarı amatör yarı profesyonel oyuncu ortaya çıkıyor. Sonra motivasyon sorunu çıkıyor. Konsantrasyon sıkıntısı etkisini gösteriyor. Arada saha içinde kavga etmek iyidir. Keşke bizimkiler arada saha içinde kavga etseler de oyunun gidişatını değiştirseler! Başarılı olduğumuz yıllar da var, başarısız yıllar da...
Tabii burada önemli olan başarıyı neye göre yorumlayacağız? Şampiyonluğa göre bakacaksak, 10 yılda 4 kez şampiyon olduk. Ama tabloya, kulübe yapılan katkı ve kulübün büyümesi açısından bakarsak her sene başarılı olduk. Çünkü bu 10 yıl içinde kulübü, bu yıl da dahil olmak üzere her yıl daha da büyüttük. Bu yüzden başarılıyız.
ARAGONES'İ NEDEN GÖNDEREMEDİ? YILDIRIM'IN CEVABI BİR SONRAKİ SAYFADA [page_end]
FEDERASYON İÇİN BEKLİYORUM
Bu sezon bize karşı çok hakem hataları oldu, konuşmadık. Sezon bitene kadar da konuşmayacağız. Sezonun bitmesini bekliyoruz. O zaman federasyon, hakemler hakkında söyleyeceklerimiz olacak. Federasyon için ‘Her şey olumlu’ diyemem, F.Bahçe ve Kulüpler Birliği Başkanı sıfatıyla konuşacağım. Camiamızdan bir kısım, Kulüpler Birliği Başkanı olduğum için konuşamadığımı, zarar gördüğümüzü söylüyor. Bağırıp çağırarak F.Bahçe için kazanç sağlayacağımızı düşünen varsa, bu şekilde kazanç sağlanıyorsa ben o kazancı istemiyorum. Ben önce Türk sporunu düşünüyorum.
DEL BOSQUE BİZE DERS OLDU
Size göre Aragones’in bir hayrı olmayabilir, ama bize göre var. Niye? Bizim adamla 2 yıllık imzamız var. Bir anda böyle silip atamayız. Öyle “At gitsin” dönemi kapandı. Sezon biter, iki taraf durum değerlendirmesi yapar. Bakın Del Bosque olayından dolayı Beşiktaş kulübü az mı sıkıntı çekti Allah aşkına?
Del Bosque olayı tabii ki bize bu konuda örnek oldu. Biz bu konuda yanlış adım atıp bizim yüzümüzden kulübün zarar görmesini istemeyiz. Biz bir Ortega davasını kazandıysak, Appiah davasını kazandıysak bu konuda düşünerek doğru adımlar atmamızdan dolayıdır.
HER TÜRLÜ KRİZİ RAHAT AŞARIZ
Yönetim kurulu olarak, Brezilyalı futbolcu Ronaldinho konusunda şu ana kadar her hangi bir çalışmamız olmadı. Transfer konusunu kongreden sonra yönetimle oturur, konuşuruz. Sonuçta yeni sezon için birilerini alırız. Ama bu konuda şu an için hiçbir çalışmamız yok. Bu arada kimse merak etmesin, ekonomik krizi de biz çok rahat bir şekilde aşarız. Eğer çıkıp bir şeyler söylüyorsak, kaynak yaratır, bu konuyu da rahatlıkla hallederiz. Bugüne kadar bu konularda nasıl kaynak yarattıysak, yine aynı şekilde başarırız.
UEFA KUPASI 100 MİLYON DOLAR GETİRMELİYDİ
Ben G.Saray’ın UEFA kupasıyla ilgili ‘tesadüf’ tabirini kullandım ama bu yanlış anlaşıldı. Tesadüf derken... Bakın G.Saray şampiyon olmuş... Peki soruyorum size bunu kazanca döndürebildi mi? Hayır. Çünkü böyle bir başarıya kulüp hazırlıklı değildi. Olsaydı, tecrübeli olsaydı ertesi sene bütün kombineleri satardı.
Sonra 100 bin forma satıyorsa 300 bin satardı. Örneğin Fener’in şimdi yaptığı gelir kalemlerini hemen harekete geçirirdi. Kimsenin beklemediği, beklenmeyen bir şey olduğu için bunun adı tesadüftü. Yoksa onu yenmiş, bunu yenmiş... Bunu inkar edebilir misiniz? Kimse o galibiyetleri inkar edemez.
Ama geldiği noktada hiçbir hazırlığı olmadığı için o kupayla hiçbir kazancı olmadı. Sadece sen kupayı getirdin, koydun oraya. Hiç kazanç sağlayamadı, En azından UEFA kupası 50-100 milyon dolar gelir getirmeliydi, kulübe dönüşümü böyle olmalıydı. Bu başarı sağlam temeller üzerine oturmadığı sonra ortaya çıktı. O sağlam olması gereken temel F.Bahçe’de var. Hem de fazlasıyla. 2000’de G.Saray o kupayı alırken neydi ortalama bütçesi 30 milyon dolar, bu en az o kupayla 50-50 milyon dolar olmalıydı. F.Bahçe bu konuda hazırlıklı? O durumu düşmez.
APPİAH, AURELİO VE TUNCAY GERİ DÖNERSE KABUL EDER Mİ?YILDIRIM'IN CEVABI BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]
APPİAH, AURELİO VE TUNCAY’A KAPIMIZ AÇIK
Appiah’ın dönmesiyle ilgili bizim her hangi bir çabamız yok. Marco Aurelio ilgili de yok, Tuncay’la ilgili de yok. Ama bunların üçü de dönebilir. Bu o günkü şartlara bağlı. Hiç birine kapılarımız kapalı değil, gelirlerse oturur şartları konuşuruz, kulübün menfaatleri önemli. Bakın yarın bu üçü de Fenerbançe’de oynayabilir, şartlar oturulur değerlendirilir. Ama şu ana kadar bizim bu yönde bir çalışmamız olmadı. Bunlar Türkiye’ye gelir başka takımlara gider diye bir korkumuz asla yok. kim nereye giderse gitsin, fenere gelmek istemiyorsa, bir başka yere gidecek diye korkuya kapılıp transfer yapmayız. O dönemleri zihniyetleri geçtik artık. G.Saray’a da Beşiktaş’a da gidebilirler, şayet gitmek istiyorlarsa. Fenerbahçe’ye gelmek istiyorlarsa da kapımız onlara açık, şartlarımız uyarsa olur.
GÜİZA SENEYE FAYDALI OLUR
Guiza kendini ispat etmiş bir futbolcu. Guiza iyi oynamaya başladı seneye çok çok daha iyi olacak. Son dönemlerdeki formuyla bunu da gösterdi. Maldonado’da Brezilya’nın en iyi oyuncusuydu. Burada baktığınız zaman başarılı olamadı. Bunlar belli olmuyor. Uyum sağlamak, bazıları için zor oluyor.
MEDYA FENER SAYESİNDE KAZANIYOR
Medya Fenerli diyorlar yok böyle bir şey. Medya Fenerbahçe üzerinden para kazanıyor da öyle gözüküyor. Fenerbahçe çoğunlukta olduğu için, onların alım gücü fazla olduğu için herkes Fenerbahçe’yi yazmayı tercih ediyor. Medya feneri kullanmış.Anelka gelmiş, Ortega gelmiş, hep sansasyonel transferler yapmış, o yüzden medya hep Fener yazmış.
35 BİN KOMBİNE SATARIZ
Bu sene alınan kötü sonuçlardan dolayı seneye kombine korkumuz yok. Bu sezon 35.000 kombine sattık seneye de aynı sayıda satarız. Bizim taraftarımız böyle taraftar. Fenerium ürünlerinde bir düşüş yok, bizde olmaz.
SEÇİM İÇİN BELDEN AŞAĞI VURMAM
Beni şu, bu aday olmuş ilgilendirmiyor. Dikkat edin kimsenin adını anmıyorum. Seçim sürecinde bir duruş sergiliyorum. Kimseye
sataşıyor, bel altından da vuruyorum. Tüzükte ne yapılması gerekiyorsa ona uyuyorum. ‘Anadolu’da bize karşı antipati var’ deniyor. Bunu duruşumuzla sempatiye dönüştürdük. Bugün tam tersi, herkes bizi seviyor, müthiş bir sempati var. Kavgalı loduğumuz kimse yok.
YÖNETİCİLERİME BAŞKANLIK TEKLİFİ YAPTIM
Seçim öncesi kimseye başkan olurmusun diye bir teklif yapmadım, bu konuda yazılanlar yanlış. Yönetime söyledim, arkadaşlar içinizden biri yeni dönemde başkanlık düşünüyorsa söylesin, bunu desteklerim, beraber yürürüz, devir teslim yaparız, birlikte
oluruz dedim. hiç kimse istemedi.
YÖNETİM HAFTAYA
Yönetimle ilgili bir çalışma yapmadık, haftaya oturup konuşacağız. Öyle radikal bir değişiklik yok. Ali Şen’in seçimle ilgili açıklamaları var. Ben de duyuyorum. Bunlarla ilgili elbet söyleyeceklerimiz olacak. Ama bugün cevap vermeyeceğiz. Kongre geçtikten sonra bazı yerlere bazı mesajlar vereceğiz. 10 yıl önce başladığımda ‘Seçime girdiğimde eğer ben kazanırsam, Aziz Yıldırım kaybedecek, Fenerbahçe kazanacak. Tersi olursa da, ben kazanacağım’ dedim. Bugün de aynısını söylüyorum. ‘Ben kazanırsam F.Bahçe kazanacak, Aziz Yıldırım kaybedecek.’ Hayatımı görüyorsunuz. Verdiğim zamanın, değerleri belli. Bizden önceki yöneticiler haftada 1-2 gün kulübe uğrar, bir iki saat verirdi. Şimdi her yöneticinin ayrı ayrı odası yeri var. Benim gibi yönetim de, personelde full mesai yapıyor. Bizde zaman menfumu yok. Herkes, her gün en az yarım gününü burda geçirir.
EMRE’YE HUSUMETİ OLANLAR VAR
Örneğin Emre’ye karşı medyanın bir ön yargısı var. Adamın futboluyla ilgili bir şey yazmıyorlar. Kendi öz değerleriyle ilgili yazılar yazıyorlar. Emre’ye karşı bir husümet var medyada ama bu futboluyla ilgili değil, kendi öz değerleriyle ilgili. O devam ettiriliyor.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ilk kez böyle konuştu. Sarı-Lacivertli kulüpteki 10 yıllık iktidar döneminden sonra, yeniden aday olan başkan Yıldırım, geçmişe damgasını vuran tüm olaylara bir bir açıklık getirdi. İki saat süren röportajda Aziz Yıldırım, Denizli’de yaşanan ve asla unutulmayan travmadan, 26 yıldır kazanılamayan Fortis Kupası’na, Tuncay, Aurelio ve Appiah ile ilgili görüşlerine, Galatasaraylılar’ı çok kızdıran “UEFA Kupası tesadüf” sözlerinin açılımına, Aragones hakkındaki sözlerine, gelecek için umutlarına, seçim için görüşlerine yer verip, adeta içini döktü. Habertürk Spor Yayın Yönetmeni Halil Özer ile Tahir Kum’un sorularını yanıtlayan Aziz Yıldırım’ın bu tip röportajını, belki bir daha diğer gazetelerde göremeyeceksiniz. Fazla konuşmayı sevmeyen, medya ile ilişkilerini her zaman sınırlayan Yıldırım, son 10 yıllık dönemde de çok az konuştu. Kim bilir belki de bu, gelecek 3 yıl için de yapılmış son röportaj olacak. İşte bu yüzden tarzın dışına çıkarak, sorularımıza yer vermeden, sadece Yıldırım’ın tüm söylediklerini sayfalarımıza yansıtmaya çalıştık.
DENİZLİ’DE NASIL KAYBETTİĞİMİZİ HERKES BİLİYOR!
Denizlimaçında şampiyonluğa ulaşsak, en az 5-6 sene üst üste zafer yaşardık. O maç, F.Bahçe için kırılma noktası oldu. Bizim o sezon, hangi şartlarda, nasıl şampiyonluğu kaybettiğimizi sizler benden iyi biliyorsunuz. Bir daha geri dönüp bu konuda konuşmanın anlamı da yok. 18 dakika uzatmayı niye oynadık?
Ben Denizli’de şampiyonluğu yitirdiğimiz maçta fenalaşmadım da, İzmir’deki Fortis Kupası finalinde mi fenalaşacağım? Görüyorsunuz ki, Fortis Kupası bizimle bu kadar önemli bir hale geldi. Kaybetsek bile kupaya katkı sağlıyoruz. Benim zamanımda 4 kez final oynadık, 4’ünü de kaybettik. Bu bir yarıştır. Bu yarışta F.Bahçe var olacaktır. Sonunda bu kupayı elbet bir gün alacağız. Bu kadar dert etmeye gerek yok. Gazeteler maçtan sonra fenalık geçirdi, ayıldı, bayıldı diye yazmış.
Bu yalan. Ben 2006’da bir travma geçirdim, orada böyle olmadı. Biliyorsunuz o travmadan sonra ertesi sene biz şampiyon olduk. Başka bir kulüp Denizli’de bizim yaşadığımızı o travmayı yaşasaydı kolay kolay atlatamazdı. Son dakikada şampiyonluğu kaçırıyorsunuz. Başka bir kulüp böyle bir travmadan 1 yıl sonra şampiyon olamazdı. Biz o 100. yılda şampiyon olduk.
NEDEN SOYUNMA ODASINA YİNE İNERİM DEDİ? CEVABI BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]
‘SOYUNMA ODASINA YİNE İNERİM’
Aziz-silin diyorlar, yok böyle bir şey. Kendileri söylüyorlar. Bakın Türkiye’de yapılan yanlışlık şu. Çok net konuşalım. Spor yazarları ve yorumcular olayları işlerine geldiği gibi empoze etmeye çalışıyorlar. Ben bu kulübün başkanıyım, diğer arkadaşlarda diğer kulüplerin başkanı ve yöneticileri. Bu kulüplerin sorumlulukları biz başkanlara verilmiş. Eğer bize bir sorumluluk verilmişse, bunun gereği ne yapılması gerekiyorsa onu yapmamız lazım. Soyunma odasına girmemeğer kazanmamız için gerekiyorsa, oraya girmem lazım. Çünkü hesabı kimse değil, kongre üyelerine ve taraftara ben veriyorum.
Bu hakkım, tabii hakkım. Bizlerin hakkı bu. çünkü bu sorumluluk bende. Bugün avrupanın çok önemli takımları geldi bizim stadımızdamaçlara çıktı, onların başkanlarında yöneticilerinde de bunu gördük. Bu onlarda da var. O Avrupa’nın önemli kulüp başkanlarını burda ben soyunma odasına götürdüm. Bakın Milan’ın başkanı istedi, Galliani’yi maçtan önce de ortasında da soyunma odasına ben götürdüm.
Real Madrid buraya geldi burda, oraya gittik orda gördüm, başkanı devre arasında soyunma odasına giriyor. Ben sorumluyum ama ben işe karışmayacağım zaman neden sorumluyum. Öyle bir şey olabilirmi ? Hem sorumluyum hemde hiç bir şeye karışmayacağım, böyle saçma bir şey olur mu, ben hata yaparsam, o zaman eleştirirsin, ben hocaya dersem şunu oynat bunu oynat o zaman hata yapmış olurum.
Gidip soyunma odasına oyuncularına bir şey söylemen bırakın başkan olarak, bir abi olarak onların bir büyüğü olarak lazım. İnsanız etkileniriz. Ben zor durumdayken bir büyüğümgelse, onu dinlerim, tecrübesinden faydalanırım. Ben ondan bir enerji alırım. Biz bir şey yapmayalım, sonunda fatura bize gelsin olurmu öyle şey. saçma. Başka kulüp başkanları Türkiye’de sanki soyunma odasına girmiyormu, giriyor, takımları da yapıyorlar. Ama bu eleştirilmiyor. Burda benimşahsıma karşı bir şey var.
BU YIL BAŞARISIZ DEĞİLİZ
Aslında bu sezon başarısız olmadık. Hata da yapmadık. Neden? Kimleri getirdiğimize bakın. Teknik direktör kim? En iyi ismi getirdik, Zico ile ilgili bunu söyleyebilirdiniz, ‘hata’ diyebilirdiniz. Başarılı olmuş bir adamı antrenör olarak getirdik. Sonra İspanya gol kralını getirdik. Adamı herkes övdü. Herkes iyi şeyler söyledi. Güiza buraya gelmeden önce maçlarını yayınlayıp yorumlayan, yere göğe sağdıramayanlar (kim olduğunu biliyorsunuz), geldikten sonra her gün onu kötüledi. Emre? Bugün baktığınızda, Emre gibi kaç oyuncu var? ‘Başarısız olmadık’ derken, yine de Türkiye’de 2 takım Şampiyonlar Ligi ön elemesine gitti, şampiyon olan takım gruplara kalamadı biz kaldık. Kupada da final oynadık.
GEREKİRSE YİNE ADAY OLURUM
Değişimi tamamlamak için 3 yıl daha görev yapmak istiyorum. Bunun için tekrar aday oldum. Bu 3 yılda değişim de biter. 3 yıl sonra devam eder miyim, bilemem. Şartlara bakacağız. Gerekirse yine aday olurum. Gelecek için önyargım yok. Benden sonraki ismin beni aratıp aratmaması önemli değil. Önemli olan F.Bahçe’ye başkanlık yapıp yapmaması. Spora sadece futbol, şampiyonluk olarak bakılıyor. Görevi bırakırken, takımı şampiyon yaparak bırakalım da, ‘Şampiyon yapıp da bıraktılar’ desinler diye 3 yıl daha aday oldum.
EURO 2008 FİNALLERİ BİZİ YORDU
Bence, bizimve Galatasaray’ın bu sezonki sorununun temeli yorgunluk. Ayrıca çok sakatlık yaşadık. Euro 2008 finalleri bizim gibi Milli Takım’a en çok oyuncu veren iki takımı etkiledi. Sezon başı hazırlıklarını bu yüzden yapamadılar. Geç başladık.Milli takıma çok fazla oyuncu vermenin zararını çektik. Ama bu, ülke menfaati için yapılan bir şey, varsın zararını görelim. Bu yüzden saygıyla karşılıyoruz...
Futbolcularımıza baktığınız zaman maddi olarak profesyoneller ama yaşantılarında ve sahada profesyonel değiller. Zamanla yabancılar Türk futbolculara uyuyor, onlar da profesyonelliğini kaybediyorlar. yarı amatör yarı profesyonel oyuncu ortaya çıkıyor. Sonra motivasyon sorunu çıkıyor. Konsantrasyon sıkıntısı etkisini gösteriyor. Arada saha içinde kavga etmek iyidir. Keşke bizimkiler arada saha içinde kavga etseler de oyunun gidişatını değiştirseler! Başarılı olduğumuz yıllar da var, başarısız yıllar da...
Tabii burada önemli olan başarıyı neye göre yorumlayacağız? Şampiyonluğa göre bakacaksak, 10 yılda 4 kez şampiyon olduk. Ama tabloya, kulübe yapılan katkı ve kulübün büyümesi açısından bakarsak her sene başarılı olduk. Çünkü bu 10 yıl içinde kulübü, bu yıl da dahil olmak üzere her yıl daha da büyüttük. Bu yüzden başarılıyız.
ARAGONES'İ NEDEN GÖNDEREMEDİ? YILDIRIM'IN CEVABI BİR SONRAKİ SAYFADA [page_end]
FEDERASYON İÇİN BEKLİYORUM
Bu sezon bize karşı çok hakem hataları oldu, konuşmadık. Sezon bitene kadar da konuşmayacağız. Sezonun bitmesini bekliyoruz. O zaman federasyon, hakemler hakkında söyleyeceklerimiz olacak. Federasyon için ‘Her şey olumlu’ diyemem, F.Bahçe ve Kulüpler Birliği Başkanı sıfatıyla konuşacağım. Camiamızdan bir kısım, Kulüpler Birliği Başkanı olduğum için konuşamadığımı, zarar gördüğümüzü söylüyor. Bağırıp çağırarak F.Bahçe için kazanç sağlayacağımızı düşünen varsa, bu şekilde kazanç sağlanıyorsa ben o kazancı istemiyorum. Ben önce Türk sporunu düşünüyorum.
DEL BOSQUE BİZE DERS OLDU
Size göre Aragones’in bir hayrı olmayabilir, ama bize göre var. Niye? Bizim adamla 2 yıllık imzamız var. Bir anda böyle silip atamayız. Öyle “At gitsin” dönemi kapandı. Sezon biter, iki taraf durum değerlendirmesi yapar. Bakın Del Bosque olayından dolayı Beşiktaş kulübü az mı sıkıntı çekti Allah aşkına?
Del Bosque olayı tabii ki bize bu konuda örnek oldu. Biz bu konuda yanlış adım atıp bizim yüzümüzden kulübün zarar görmesini istemeyiz. Biz bir Ortega davasını kazandıysak, Appiah davasını kazandıysak bu konuda düşünerek doğru adımlar atmamızdan dolayıdır.
HER TÜRLÜ KRİZİ RAHAT AŞARIZ
Yönetim kurulu olarak, Brezilyalı futbolcu Ronaldinho konusunda şu ana kadar her hangi bir çalışmamız olmadı. Transfer konusunu kongreden sonra yönetimle oturur, konuşuruz. Sonuçta yeni sezon için birilerini alırız. Ama bu konuda şu an için hiçbir çalışmamız yok. Bu arada kimse merak etmesin, ekonomik krizi de biz çok rahat bir şekilde aşarız. Eğer çıkıp bir şeyler söylüyorsak, kaynak yaratır, bu konuyu da rahatlıkla hallederiz. Bugüne kadar bu konularda nasıl kaynak yarattıysak, yine aynı şekilde başarırız.
UEFA KUPASI 100 MİLYON DOLAR GETİRMELİYDİ
Ben G.Saray’ın UEFA kupasıyla ilgili ‘tesadüf’ tabirini kullandım ama bu yanlış anlaşıldı. Tesadüf derken... Bakın G.Saray şampiyon olmuş... Peki soruyorum size bunu kazanca döndürebildi mi? Hayır. Çünkü böyle bir başarıya kulüp hazırlıklı değildi. Olsaydı, tecrübeli olsaydı ertesi sene bütün kombineleri satardı.
Sonra 100 bin forma satıyorsa 300 bin satardı. Örneğin Fener’in şimdi yaptığı gelir kalemlerini hemen harekete geçirirdi. Kimsenin beklemediği, beklenmeyen bir şey olduğu için bunun adı tesadüftü. Yoksa onu yenmiş, bunu yenmiş... Bunu inkar edebilir misiniz? Kimse o galibiyetleri inkar edemez.
Ama geldiği noktada hiçbir hazırlığı olmadığı için o kupayla hiçbir kazancı olmadı. Sadece sen kupayı getirdin, koydun oraya. Hiç kazanç sağlayamadı, En azından UEFA kupası 50-100 milyon dolar gelir getirmeliydi, kulübe dönüşümü böyle olmalıydı. Bu başarı sağlam temeller üzerine oturmadığı sonra ortaya çıktı. O sağlam olması gereken temel F.Bahçe’de var. Hem de fazlasıyla. 2000’de G.Saray o kupayı alırken neydi ortalama bütçesi 30 milyon dolar, bu en az o kupayla 50-50 milyon dolar olmalıydı. F.Bahçe bu konuda hazırlıklı? O durumu düşmez.
APPİAH, AURELİO VE TUNCAY GERİ DÖNERSE KABUL EDER Mİ?YILDIRIM'IN CEVABI BİR SONRAKİ SAYFADA[page_end]
APPİAH, AURELİO VE TUNCAY’A KAPIMIZ AÇIK
Appiah’ın dönmesiyle ilgili bizim her hangi bir çabamız yok. Marco Aurelio ilgili de yok, Tuncay’la ilgili de yok. Ama bunların üçü de dönebilir. Bu o günkü şartlara bağlı. Hiç birine kapılarımız kapalı değil, gelirlerse oturur şartları konuşuruz, kulübün menfaatleri önemli. Bakın yarın bu üçü de Fenerbançe’de oynayabilir, şartlar oturulur değerlendirilir. Ama şu ana kadar bizim bu yönde bir çalışmamız olmadı. Bunlar Türkiye’ye gelir başka takımlara gider diye bir korkumuz asla yok. kim nereye giderse gitsin, fenere gelmek istemiyorsa, bir başka yere gidecek diye korkuya kapılıp transfer yapmayız. O dönemleri zihniyetleri geçtik artık. G.Saray’a da Beşiktaş’a da gidebilirler, şayet gitmek istiyorlarsa. Fenerbahçe’ye gelmek istiyorlarsa da kapımız onlara açık, şartlarımız uyarsa olur.
GÜİZA SENEYE FAYDALI OLUR
Guiza kendini ispat etmiş bir futbolcu. Guiza iyi oynamaya başladı seneye çok çok daha iyi olacak. Son dönemlerdeki formuyla bunu da gösterdi. Maldonado’da Brezilya’nın en iyi oyuncusuydu. Burada baktığınız zaman başarılı olamadı. Bunlar belli olmuyor. Uyum sağlamak, bazıları için zor oluyor.
MEDYA FENER SAYESİNDE KAZANIYOR
Medya Fenerli diyorlar yok böyle bir şey. Medya Fenerbahçe üzerinden para kazanıyor da öyle gözüküyor. Fenerbahçe çoğunlukta olduğu için, onların alım gücü fazla olduğu için herkes Fenerbahçe’yi yazmayı tercih ediyor. Medya feneri kullanmış.Anelka gelmiş, Ortega gelmiş, hep sansasyonel transferler yapmış, o yüzden medya hep Fener yazmış.
35 BİN KOMBİNE SATARIZ
Bu sene alınan kötü sonuçlardan dolayı seneye kombine korkumuz yok. Bu sezon 35.000 kombine sattık seneye de aynı sayıda satarız. Bizim taraftarımız böyle taraftar. Fenerium ürünlerinde bir düşüş yok, bizde olmaz.
SEÇİM İÇİN BELDEN AŞAĞI VURMAM
Beni şu, bu aday olmuş ilgilendirmiyor. Dikkat edin kimsenin adını anmıyorum. Seçim sürecinde bir duruş sergiliyorum. Kimseye
sataşıyor, bel altından da vuruyorum. Tüzükte ne yapılması gerekiyorsa ona uyuyorum. ‘Anadolu’da bize karşı antipati var’ deniyor. Bunu duruşumuzla sempatiye dönüştürdük. Bugün tam tersi, herkes bizi seviyor, müthiş bir sempati var. Kavgalı loduğumuz kimse yok.
YÖNETİCİLERİME BAŞKANLIK TEKLİFİ YAPTIM
Seçim öncesi kimseye başkan olurmusun diye bir teklif yapmadım, bu konuda yazılanlar yanlış. Yönetime söyledim, arkadaşlar içinizden biri yeni dönemde başkanlık düşünüyorsa söylesin, bunu desteklerim, beraber yürürüz, devir teslim yaparız, birlikte
oluruz dedim. hiç kimse istemedi.
YÖNETİM HAFTAYA
Yönetimle ilgili bir çalışma yapmadık, haftaya oturup konuşacağız. Öyle radikal bir değişiklik yok. Ali Şen’in seçimle ilgili açıklamaları var. Ben de duyuyorum. Bunlarla ilgili elbet söyleyeceklerimiz olacak. Ama bugün cevap vermeyeceğiz. Kongre geçtikten sonra bazı yerlere bazı mesajlar vereceğiz. 10 yıl önce başladığımda ‘Seçime girdiğimde eğer ben kazanırsam, Aziz Yıldırım kaybedecek, Fenerbahçe kazanacak. Tersi olursa da, ben kazanacağım’ dedim. Bugün de aynısını söylüyorum. ‘Ben kazanırsam F.Bahçe kazanacak, Aziz Yıldırım kaybedecek.’ Hayatımı görüyorsunuz. Verdiğim zamanın, değerleri belli. Bizden önceki yöneticiler haftada 1-2 gün kulübe uğrar, bir iki saat verirdi. Şimdi her yöneticinin ayrı ayrı odası yeri var. Benim gibi yönetim de, personelde full mesai yapıyor. Bizde zaman menfumu yok. Herkes, her gün en az yarım gününü burda geçirir.
EMRE’YE HUSUMETİ OLANLAR VAR
Örneğin Emre’ye karşı medyanın bir ön yargısı var. Adamın futboluyla ilgili bir şey yazmıyorlar. Kendi öz değerleriyle ilgili yazılar yazıyorlar. Emre’ye karşı bir husümet var medyada ama bu futboluyla ilgili değil, kendi öz değerleriyle ilgili. O devam ettiriliyor.