Yılmaz Özdil: Adaleti savunmak için Fenerbahçeli olmak gerekmiyor
Türk basınının usta yazarlarından Yılmaz Özdil, kaleme aldığı yazısında, şike konusu ve sonrasında yaşanan gelişmelere yer verirken, ilginç tespitlerde bulundu.
Türk basınının usta yazarlarından Yılmaz Özdil, kaleme aldığı yazısında, şike konusu ve sonrasında yaşanan gelişmelere yer verirken, ilginç tespitlerde bulundu.
Türkiye'nin usta yazarlarından Yılmaz Özdil, şike davası ve bu konu hakkında yaşanan son gelişmelere değindiği bir yazı kaleme aldı. Fanatik'te yayınlanan yazısında Yılmaz Özdil, ilginç noktalara dikkat çekti.
İşte Yılmaz Özdil'in o yazısı...
''Fenerbahçe kongresinden hemen önce, Fanatik’te “Fenerbahçeli olsam” başlıklı bir yorum yazmıştım.
Şike davasının, aslında “paralel” davalar zincirinin, Balyoz, Ergenekon, Odatv, askeri casusluk davalarının bir parçası olduğunu belirterek, “Doğma büyüme Göztepeliyim, Fenerbahçeli olsam, başkan adayım Aziz Yıldırım olur, oyumu tereddütsüz ona veririm” demiştim.
Bu görüşümü izah etmek için de, iki temel sebep sıralamıştım.
“Bir...
Balyoz, Ergenekon gibi davaların hukuki değil, siyasi olduğunu düşünüyorsanız... Sahte delillere, sahte tanıklara dayandığını düşünüyorsanız... Savunma makamının dikkate alınmadığını düşünüyorsanız... Medyanın kendini mahkeme yerine koyduğunu, henüz karar verilmeden, kararı yönlendirmek için kasıtlı manşetler atıldığını düşünüyorsanız... Şike davası da birebir böyle oldu. Balyoz, Ergenekon gibi davalara inanmıyorsanız, şike davasına da inanmıyor olmanız gerekir.”
“İki...
Balyoz, Ergenekon gibi davaların siyasi değil, hukuki olduğunu düşünüyorsanız... Bazı oluşumların hükümeti hedef aldığını... Dışarıdan etkilerle hükümetin düşürülmeye çalışıldığını düşünüyorsanız... Hükümete karşı olan bazı unsurların, hükümete karşı güçbirliği yaptığını düşünüyorsanız... Şike davası da birebir böyle oldu. Hedef, Aziz Yıldırım’dı. Gelmiş geçmiş onca yönetim varken, onca kulüp varken, onca federasyon varken, sadece Aziz Yıldırım hedef alındı. 80 senelik futbol tarihimizde, şike iddiasına maruz kalan sanki bi tek Aziz Yıldırımmış gibi hava estirildi. Aziz Yıldırım’a karşı bazı unsurlar, fırsat bu fırsat, Aziz Yıldırım’ı devirmek için güçbirliği yaptı. Yani... Balyoz, Ergenekon gibi davalara inanıyorsanız, hükümetin arkasında durduğunuz gibi, Aziz Yıldırım’ın da arkasında durmanız gerekir. Çünkü, hükümet mağdursa, aynı gerekçelerle Aziz Yıldırım da mağdur.”
Ve, bu iki temel gerekçeyle...
“Fenerbahçeli olsam, bu iş bitmeden, Aziz Yıldırım’dan vazgeçmem” demiştim.
Sonra?
Fanatik’te yayınlanan bu yazım, fotokopiyle çoğaltılıp, Fenerbahçe kongresinde dağıtıldı.
Aziz Yıldırım’ın rakibi olan Mehmet Ali Aydınlar, pek sinirlendi, o gece televizyona çıktı, “Yılmaz Özdil Fenerbahçeli midir?” diye sordu. “Fenerbahçeli olmadığım için, Fenerbahçe hakkında görüş bildirmeye hakkım olmadığını” söylemeye getirdi.
Gel zaman git zaman...
İki ay geçti.
AKP’yle Cemaat kapıştı.
Başbakanın başdanışmanı, cemaati suçladı, orduya kumpas kurulduğunu itiraf etti. Bu itiraf üzerine... Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bizzat Başbakan Erdoğan’la görüştü, özel yetkili mahkemelerin baktığı tüm davalarda “yeniden yargılama” yapılmasını istedi. Başbakan Erdoğan da, bizzat kendi ağzından açıklama yaptı, “Yeniden yargılamaya olumlu bakıyoruz, talimat verdim, arkadaşlarımız çalışıyor, yasal düzenleme için elimizden geleni yapmaya hazırız” dedi.
Bunun üzerine, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Silivri’ye gitti, İlker Başbuğ’la, Doğu Perinçek’le, Tuncay Özkan’la görüştü. Hepsi tam destek verdi. Bilahare, Fenerbahçe yönetimiyle görüştü. Fenerbahçe Kulübü resmi açıklama yaptı, “Türkiye Barolar Birliği tarafından önerilen yeniden yargılama girişimini koşulsuz destekliyoruz” denildi.
Vaziyet bu noktadayken...
Metin Feyzioğlu’na telefon ettim.
Sordum.
“Hangi takımın taraftarısınız?”
Cevabı şu oldu:
“Galatasaray taraftarıyım.