Zehir zemberek konuştu: Utanmazlar! Bizi manyak ettiniz!
Fenerbahçe Mersin İdmanyurdu'nu farklı yendi, ancak spor yazarlarının eleştirilerinden kurtulamadı. Yazarlar özellikle Robin van Persie ve Vitor Pereira'ya yüklendi..
Fenerbahçe Mersin İdmanyurdu'nu farklı yendi, ancak spor yazarlarının eleştirilerinden kurtulamadı. Yazarlar özellikle Robin van Persie ve Vitor Pereira'ya yüklendi..
Bizi manyak ettiniz! (Rıdvan Dilmen - Sabah) Eskiden tartışanlar, birbirlerine selam vermeyenler dün sarılıyordu. Van Persie ile Pereira'nın sarılması, sevinmesi doğru ama esas ondan önce yapılanlar yanlıştı. Biz de eleştiriyoruz ama sevinmektir doğrusu ama taraftarı da anlıyorum. Taraftar da ıslıkladı ve aslında dedi ki, "Siz bizi sezon boyunca manyak ettiniz, şimdi niye sarılıyorsunuz?" Hangisini tercih ederim, antrenörüne saygı duymasını tabii ki... Bir kızıyor, bir öpüşüyor, garip gözüküyor. Taraftar da bunu anlamadı. Protestoların Diego'ya yoğunlaştığını gördük, hafta içi bir demeci mi oldu bilemiyorum. Genele bakarsak Diego'nun iki yıldır gösterdiği performans kötü, verimsiz... Fenerbahçe'de büyük resme bakarsak önemli bir başarısı var: Spor kulübü olması. Nisan ayında şampiyonluk yarışında hala var, Aragones dönemi haricinde hep yarışta oldu. Avrupa'da herkesin hedefini Galatasaray yükseltmiştir, şampiyon olarak. Kulüplerin vizyonunu ise sportif açıdan Fenerbahçe büyütmüştür. Erkek basketbol, kadın voleybol... Tabii ki yönetim de düşünmeli ve özeleştiri yapmalı, mesela devre arası iki tane yarım yamalak santrforla gitmeyeceğini görmesi lazımdı. Yine de kulüp olarak baktığımızda yönetim ve başkan en son ıslıklanacak kişiler.
Sezon karnesi gibi maç (Uğur Meleke - Hürriyet) Mersin zaten hem sportif hem ekonomik problemler nedeniyle lige havlu atmış gibi. Üstüne bir de Nakoulma eksik olunca rakibi şaşırtma ihtimalleri de ortadan kalkıyor. Şaşırtamadılar da zaten. Tek gol şansları Güven’in zekasıyla oluşacak bir duran top fırsatı idi, Güven Galatasaray’dan sonra Fenerbahçe’ye de aynı golü attı işte. Hepsi bu kadar. Savunmanın göbeği de maça çok dağınık ve uyumsuz başlayınca Volkan’ı ziyadesiyle secdeye götürecek boşlukları verdiler. Özat’ın 30’da yaptığı değişikliği anlıyorum, Gökhan demoralize olmuştu ama Ümit Hoca 25 yaşına dönüp stopere kendisi de geçse yapabileceği fazla bir şey yok bu takımla. ‘CRISTIAN BARONI YÖNTEMİ’ Fenerbahçelilerse karışık duygulardaydılar tabii. 5 puanlık fark moralleri düşürmüş ama birey birey sezonu kurtarma çabaları var hepsinin. Souza’da ekstra bir çaba var, Van Persie ve Nani’de de öyle. Ama bu çabaları ben biraz sezonun son 5 maçında performansı artan Cristian’a benzetiyorum. O da yıllarca Fenerbahçe’de kaldı bu yöntemle. Sarı-lacivertli yönetimin gelecek yıl planlarını yaparken havlu atmış Mersin performanslarını değil, kritik maç günlerini dikkate alacağını sanıyorum ben. Özellikle Diego için bu parantezi açmak lazım: Taraftarın net bir protestosu var ona karşı. Son derece haklılar. Bu takımın sezon boyunca en zayıf halkasıydı çünkü.
Düşene tekme kolay!.. (Ercan Güven - Milliyet) Keşke bu karşılaşma Mersin’de oynansaydı!.. Maçtan önce bir de denize dalıp çıkardı Fenerbahçeli futbolcular. Başlangıca bakınca, lig bitmiş de beş yıldızlı otelin sahasında akşamüstü yapılan futbol maçındakinden pek farkı yoktu rakibin! Belki de Fenerbahçe’yi rahatsız edebilecek tek futbolcusu Nakoulma’dan yoksun çıkan Mersin’in, defansı da 17 yaşındaki Gökhan’la yumuşatılmış, ne savunma ne hücum yapabilen antrenman boksörüne dönmüştü bir numaralı düşme adayı. Bol keseden boş alan bırakıyor, Fenerbahçe’nin klas ayaklarının açılmasına uğraşıyordu sanki. Başlangıç olarak Mersin’e “mersi” demesi gerekir Fenerbahçe’nin... Volkan ile Hasan adeta uçarken, 2 gol avansla başladı Fenerbahçe. Aslında ilk 30 dakikada hiçbir Fenerbahçe’nin ayağını tutan yoktu ama takım içi sorunların ve uzaklaşan şampiyonluğun etkisi altında olmalıydı Volkan ve Hasan Ali dışındakiler. Nani kötü, Gökhan tutuk, Topal durgundu. Fenerbahçe fokurduyordu bir yandan... Seyirci 78’de Nani’nin yerine giren Diago’yu durduk yerde, Van Persie’yi iki gol kaçırdıktan sonra, Fernandao’yu canı çektikçe ıslıklıyor, 67’de sakatlanıp yerini Ozan’a bırakan Mehmet Topal’ı ayakta alkışlıyor, Nani rakip futbolcularla kavga edecek aşamaya geliyordu. Anlayana mesajlar boldu maçın satır aralarında. Ümit Özat, Volkan’ın 9 dakikada attığı iki golden sonra “ayıp oluyor” diye düşünmüş olmalı ki, henüz 29. dakikada çocuk yaştaki stoperi Gökhan’ın yerine Eren’i alarak defansı sertleştirdi. Bu kadar hamle bile frenledi Fenerbahçe’yi... Gol yedirdi.